Danıştay, serbest avukatlıkta geçen süreleri vergi kaydıyla ilişkilendirerek emsal teşkil edecek bir karara imza attı.
Bilindiği üzere, 657 sayılı kanunda bazı hizmet sınıfındaki memurlara; memuriyet öncesindeki hizmetlerinin değerlendirilmesi için imtiyaz tanınmıştı. Bu hizmetler; teknik hizmetler sınıfı, sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfı ile avukatlık hizmetleri sınıfıydı. Bunların yanı sıra basın kartına sahip gazeteciler ve özel okullarda öğretmen veya yönetici olarak çalışıp sonrasında memurluğa / Milli Eğitim Bakanlığı’na geçiş yapanlar da sınıflara dahildir.
Danıştay, Avukatlık Hizmetleri Sınıfı’na atanan memurlar açısından önemli bir karar aldı. 657’nin 36. maddesinde yer alan hükme göre;
“3 – Avukatlık hizmetleri sınıfına girenlerin memuriyete girmeden önce veya memurluktan ayrılarak serbest avukatlıkla geçirdikleri sürelerin 3/4 ü memuriyette geçmiş sayılarak, bu sürelerin her yılı bir kademe ilerlemesine ve her üç yılı bir derece yükselmesine esas olacak şekilde değerlendirilir.”
Ancak mevzubahis metne göre serbest avukatlık süresince baroya kayıtlı olmanın yeterliliği veya vergi mükellefiyetinin gerekliliği konusunda bir detay yoktur. Danıştay 5. Dairesi, tek başına baroya kayıtlı olmayı yeterli görmemiş ve fiilen serbest avukatlık yaptığının tespiti için vergi mükellefi olduğunu belgelemesinin gerekli olduğuna karar vermiştir.