Az Tehlikeli İş Yerlerinde İş Sağlığı Güvenliği
Az Tehlikeli İş Yerlerinde İş Sağlığı Güvenliği

Az Tehlikeli İş Yerlerinde İş Sağlığı Güvenliği

Daha önceden yürürlüğe gireceğinin duyurusu yapılmış ancak pandemiye denk geldiği için ertelenen birçok mevzuat hükmü bulunuyor. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda da pandemiye takılıp, hayata geçemeyen birtakım düzenlemeler var.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında 1 Temmuz 2020 itibarıyla yürürlüğe girmesi beklenen: 50’den az çalışanı olan az tehlikeli iş yerleri ile kamu iş yerlerinde, iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu 2024 yılına ertelendi.

Daha önce 2014, 2016, 2017 ve son olarak da 1 Temmuz 2020’de yürürlük kazanacağı beklentisi ile 6331 sayılı Kanun gerektirdiklerinden olan “50’den az çalışanı olan az tehlikeli iş yerleri ile kamu iş yerlerinde iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu” 2024 yılına ertelendi. Bu durum olumlu ya da olumsuz birçok eleştiriyi de beraberinde getirdi. Aynı zamanda ve maalesef bu ertelemeler, işverenlerde veya işveren vekillerinde sanki iş sağlığı ve güvenliği konusunda herhangi bir tedbir ya da sorumluluk almama serbestisi içerisinde olacaklarına dair tutum ve davranışlara sevk ettiğini de gözlemleniyor. Burada ertelenen husus birtakım yasal zorunlulukların Kanun koyucu tarafından yapılmaması halinde karşılaşılacak idari tedbirler olduğunun altını çizmekte fayda var. Yani erteleme olsa da, olmasa da işveren niteliği taşıyan bir işletme sahibinin 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda alması gereken tedbirler ve diğer yasal zorunluluklar devam ediyor.

Özellikle belirtmemiz gereken husus, 6331 sayılı Yasanın nihai amacı iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi adına işveren ve işçilere birtakım görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerin belirli bir yasal zeminde uygulamaya konulması.

Yapılan araştırmalar neticesinde iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine tam olarak uyulması halinde, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenme oranın hayli arttığı da su götürmez bir gerçek.

İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından İşverenin Genel Yükümlülükleri

6331 sayılı Yasanın ikinci bölümü dördüncü maddesinde işverenlerin yükümlülükleri tek tek belirtiliyor. Bunlardan bazıları;

“İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;

  • Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.
  • İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.
  • Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.
  • ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.
  • Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.
  • (2) İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.
  • (3) Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilemez.
  • (4) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz.”

Olarak yer almış ve her bir madde unsurunun, başlı başına bir organizasyon yapısı içerisinde geniş kapsamlı bir yükümlülük getirdiğini görünüyor.

Neden Önemli?

İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin büyük ölçüde iş kazalarını önlediğini ve önemli oranda meslek hastalığını azalttığını yukarıda bahsetmiştik. Süregelen iş kazası ve meslek hastalığı olaylarında gerek Kamunun idari yaptırımları gerekse Mahkemeye intikal eden dava dosyalarında özellikle değinilen bazı hususların varlığında, yukarıda işverenlerin yükümlülüklerini saydığımız madde hükümlerinin oluşmasında çok önemli ilkelere dayandığını söyleyebiliriz.

Bugüne kadar incelenen iş kazası ve meslek hastalığı dosyalarında 2 önemli olguya dikkat edersek, bunlardan birisi “kaçınılmazlık ilkesi” diğeri ise “öngörülebilirlik ilkesi” olacaktır. İşverenin sevk ve idaresinde bulunan bir iş yerindeki iş kazası ve meslek hastalığı vakalarında kaçınılmazlık ve öngörülebilirlik ilkelerine ne kadar riayet etti ise, oluşacak olan iş kazası ve meslek hastalığı vakaları da bir o kadar azalacaktır.

İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda detaylı bilgiye sitemizde yer alan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu üzerinden ve diğer içeriklerimizden ulaşabilirsiniz.  

Hakkında Datassist Admin

Göz atın

Malulen Emeklilik ile Engelli Emekliliği Arasındaki Farklar

Malulen Emeklilik ile Engelli Emekliliği Arasındaki Farklar

Malulen Emeklilik ile Engelli Emekliliği Arasındaki Farklar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir