Salgın nedeniyle sektörlere sağlanan en önemli desteklerden biri kısa çalışma uygulaması oldu. Çalışma sürelerini azaltan ya da faaliyetlerini durduran iş yerlerinde, yararlanma şartları sağlayan işçilerin ücret kayıpları Mart ayından beri kısa çalışma ödeneği ile devlet tarafından karşılanıyordu. Son düzenlemede yılsonuna kadar olan yararlanma süresi uzatıldı. Aynı zamanda yeniden başvuru süreci açıldı.
Kısa çalışma başvuruları ilk dönemde mart-nisan-mayıs aylarını kapsıyordu. Sonrasında yararlanma süresi uzatıldı, ikinci başvuru dönemi de aralık ayında başlatıldı. 1-31 Aralık tarihleri arası için duyurulan yeni kısa çalışma başvuruları için son tarih 31 Ocak 2021 olarak güncellendi.
- 30 Haziran’dan önce KÇÖ’ye başvuran iş yerleri otomatik olarak ödenekten yararlanmaya devam ediyordu. Bu dönemde başvurusu bulunmayan iş yerleri yeni kısa çalışma ödeneği başvurusu yapabilir.
- Kısa çalışmadan tam zamanlı çalışmaya geçmiş ancak tekrar kısa çalışma kapsamına dönme gerekliliği doğan iş yerleri bu başvuru sürecinde yeni başvurusunu yapabilir.
- Kısa çalışma uygulamasına eklenen her kişi, yeni başvuru sayılıyor. Bu başvuru dönemi yeni kişileri KÇÖ’den yararlandırmak için de bir fırsat. Hâlihazırda kısa çalışma kapsamındaki çalışanlarına, yenilerini eklemek isteyen iş yerleri bu dönemde başvurusunu yapabilir.
- Kısa çalışmadan yararlanan fakat mevcut çalışma sürelerini değiştirmek/azaltmak isteyen iş yerleri de yeni başvuru süresinde bunu yapabilir.
Kısa çalışmadan yararlanma süresi ise, 28 Şubat’a kadar uzatıldı fakat Cumhurbaşkanı’na verilen yetki ile sürecin 30 Haziran 2021 tarihine kadar uzaması mümkün.
Kısa Çalışmada Yarım Ücret Uygulaması
Yeni başvuruların açılması ile beraber, “Yarım Ücret Uygulaması” da tekrar gündeme gelmiş ve bordro hazırlayan birimlerde hangi şartlarda hangi uygulamanın yapılması gerektiğine dair bazı soru işaretleri ortaya çıkmıştır.
Öncelikle yarım ücret uygulamasını hatırlayalım;
Yarım ücret, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 40. maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
“Yarım ücret – Madde 40 – 24 ve 25 inci maddelerin (III) numaralı bentlerinde gösterilen zorlayıcı sebepler dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılmayan işçiye bu bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödenir.”
Yukarıdaki maddede belirtildiği gibi ücret, hafta tatilini de kapsayacak şekilde işveren tarafından, bir hafta yarım olarak ödenmek zorunda. Zorlayıcı nedenin bir haftadan sonra da devam etmesi durumunda herhangi bir ücret ödemek zorunluluğu bulunmuyor. Ayrıca işveren ilk hafta için ücret ödemesini isteğe bağlı olarak tam ödeyebiliyor.
Yarım ücret uygulamasını düşünürken, ödenecek en düşük tutar olarak değerlendirmek gerekiyor. İşveren isterse işçiye bu günlerin ücretini tam olarak da ödeyebiliyor. Bunun önünde herhangi bir engel yok. Ancak yasal olarak en azından yarım ücret uygulaması gerekiyor.
Kısa çalışma yapmaya başlayan iş yerlerinde faaliyet tamamen dursun ya da çalışma süreleri azalsın fark etmeksizin ilk hafta yarım ücret ödeniyor. Faaliyet tamamen durmuşsa, yarım ücret 7 gün için uygulanıyor. Çalışma süreleri azaltılmışsa, çalışılan sürelerin ücreti tam çalışılmayan sürelerin ücreti yarım olarak ödeniyor.
Hangi Hallerde Yarım Ücret Uygulanmalı?
Kısa çalışma başvurularında İŞKUR ilk bir haftayı değil, 1 haftadan sonraki günleri dikkate alarak kısa çalışma ödeneğini işçilere ödüyor. Bu durumda hangi başvurular için yarım ücret uygulanacak?
Yeni başvuruların yapıldığı ve birbirinden farklı başvuru yöntemlerinin olduğu süreçte yarım ücret ödeme konusunda nasıl hareket edilecek? Burada 3 durum karşımıza çıkıyor:
- Önceki dönemlerde kısa çalışmadan yararlanıp tam çalışmaya geçmiş ancak yeniden faaliyeti duracak olan iş yerlerinde yarım ücret uygulanmayacak.
- Kısa çalışma uygulaması halihazırda devam eden ve yeni çalışanlarını kapsama alacak iş yerlerinde, yeni çalışanlar için de yarım ücret uygulaması uygulanmayacak.
- Yeni başvuru döneminde ilk kez başvuru yapmış ve kısa çalışma uygulamasına ilk kez geçecek iş yerlerinde yarım ücret uygulaması yapılacak.
Sonuç olarak yarım ücretin uygulanması için, işverenin hangi dönemde yarım çalışma kapsamına alındığı önem taşıyor. İlk kez bu kapsama giren iş yerleri yarım çalışma uygulayabilecekken, tekrar kapsama girme veya çalışan ekleme gibi durumlarda yarım ücret uygulaması söz konusu olmayacak.
Yarım Ücret Uygulamasında Prim Günleri Nasıl Bildirilmeli?
Yarım ücret uygulanarak ücreti azaltılan işçinin prim günlerinde bir azalma söz konusu değil. Çalışılmayan bugünlerin primleri, 7 prim günü üzerinden bildirilecek.
Örneğin, iş yerinde 1 ay faaliyetin tamamen durduğunu düşünelim. İşveren de ilk kez kısa çalışma başvurusu yaptı ve işçinin ücreti de 4.500 TL. Bu 30 günlük sürenin ücretlendirmesi ve prim günü:
İŞKUR 7. günden sonraki günleri KÇÖ olarak işçiye ödeyecek. Yani 23 günlük kısa çalışma ödeneği hesaplanacak. Ödenek çalışanın kazancının %60’ı üzerinden ödeniyor:
Yarım Ücret (işveren tarafından ödenecek)
Günlük Ücret: 4.500/30 = 150
Yarım Ücret: 150/2 = 75
7 Günlük Yarım Ücret: 75 x 7 = 525 TL Brüt
Bu tutar üzerinden yasal kesintiler yapılarak işçiye ödenir.
İşveren isterse bu sürenin ücretini tam olarak da işçiye ödeyebilir. Bu durumda işçiye ödenecek tutar ise; 150 x 7 = 1.050 TL brüt olacak.
KÇÖ (İŞKUR tarafından işçiye ödenecek)
Günlük Ücret: 4.500/30 = 150
Günlük KÇÖ: 150 x %60 = 90
23 Günlük KÇÖ: 90 x 23 = 2.070
Damga Vergisi: 2.070 x 0,00759 = 15,71
İşçiye Ödenecek Net KÇÖ: 2.070 – 15,71 = 2.054,29
Yarım ücret uygulanınca, çalışanın aylık kazancı asgari ücretin altında kalıyorsa, SGK’ya ödenecek primlerin eksik kısmı işveren tarafından tamamlanacak.