Pandemi dönemi birçok yeni düzenlemeyi de beraberinde getirdi. Bu düzenlemeler başta sosyal hayat olmak üzere iş yaşamını da yakından ilgilendiriyor.
Pandemi sürecinin gündem başlıklarına genel hatlarıyla göz gezdirdiğimizde; kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin desteği sürecin en çok konuşulan-tartışılan konularını oluşturdular. Yeni normale döndüğümüz bugünlerde ise yakın gelecekte çok konuşulacak bir uygulamanın arifesinde olduğumuzu görüyoruz. Yaklaşık 25 senedir ara ara kulislere, ara ara da meclis kürsüsüne gelen kıdem tazminatı fonu tekrar gündeme geliyor. Hem de bu sefer en ciddi çalışmasıyla gün yüzüne çıkan kıdem tazminatı fonu, gündemin üst sıralarının sahibi olacağa benziyor.
Birazdan aşağıda irdeleyeceğimiz konular, henüz netleşmemiş olup komisyon çalışmalarında şimdilik denenen formüller üzerine yapacağımız açıklamalardır. Komisyon çalışmaları gerekli yasal mevzuat değişikliklerini bitirip Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduktan sonra hem kıdem tazminatı fonu hem de bir nevi tamamlayısı emeklilik sistemi (TES) hakkında detaylı bilgiyi siz değerli ziyaretçilerimizle paylaşacağız.
Öngörülen Sistemin Dayanak Noktaları Neler?
Öncelikle belirtelim kıdem tazminatı fonu yıllarca konuşulmuş ve şu anki hali ile devam etmiş olup herhangi bir değişikliğe yıllardır gidilmemiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda çalışma hayatındaki 3 sacayağından ikisi olan işçi ve işveren uyuşmazlıklarında karşılıklı hak ve yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği araştırılmış ve emek gücünü sermaye karşısında korumaya çalışan işçilerin çalıştıkları süre boyunca hak ettikleri yıpranma payı olan kıdem tazminatının işverenden ne derece tahsil edildiği araştırılmış (henüz araştırma verisi elde edemedik- siyasetçi ve bürokratların açıklamalarına itibar ettiğimizde kıdem tazminatının ödenme oranının %9 ila %14 arasında olduğu varsayımından yola çıkarak) ve çalışma hayatının nabzı ölçülmeye başlanmıştır.
Tazminat Fonundan Emeklilik Sistemine Geçiş Nasıl Olacak?
Şu anki çalışmalarda kıdem tazminatı fonu aslında bir emeklilik sistemine çıkmaktadır. Bu sistemde yürürlüğe girdiği tarihten belirli bir süre sonra örneğin 1 Ocak 2021 tarihi itibarıyla yürürlüğe girse, birkaç yıl sonra tüm çalışanları zorunlu kapsayacak olan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çalışanın en az bir yıllık bir çalışma süresi karşılığı hak edeceği kıdem tazminatı ile brüt ücreti arasında %8,33’lük bir hesaplama algoritması belirlenmiştir. Şimdi bu %8,33’lük oranı detaylandıralım…
Siyasi otoritenin İstihdam Kalkanı Paketi ile bir dizi değişikliğe gideceği ve bu değişikliklerden birinin de kıdem tazminatı fonu ve tamamlayıcı emeklilik sistemi olduğu detaylarına da kısmen hakim olduğumuz öngörülen değişikliklere gelirsek; işçinin brüt ücreti her zamanki gibi üzerinde hesaplama yapacağımız temel değer olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu brüt ücretten %3 kesinti olacak. Bakınız bu tutar işçinin net ücretini etkileyen bir tutar olmadığı gibi işverenin yapmakla mükellef olduğu bir kesinti tutarı olacak. İşveren, işçisinin brüt ücretinden yapacağı %3’lük kesinti sonrası, her ay düzenli olarak yasa koyucunun belirlediği aracıya (finansal bir kurum ya da devlet kurumu olabilir) TES’e aktaracak..
Yukarıda bahsettiğimiz %8,33 lük oranın %3 ü her ay düzenli olarak işveren tarafından yürürlüğe girecek Kanunda belirtilecek olan tamamlayıcı emeklilik sistemine aktarılacak. Kalan %5.33 ise eskiden olduğu şekilde işverenin sorumluluğunda devam edecek..
İşçinin kıdem tazminatı hesabının bir aylık ve bir ayın da 30 günlük olduğundan yola çıkarak, %3’lük tutarın yıllık bazda 11 güne kalan %5,33’lük tutarın da yıllık bazda 19 güne denk geldiğini hesapladığımızda, işveren ödemesi gereken (kıdem tazminatı ödeme yapma zorunluluğu doğduğunda) 11 günlük tutarı %3’lük kesinti ile TES fonuna ödenecek ve kalan %5,33’lük yani 19 günlük kıdem hakkı tutarı kendi sorumluluğunda devam edecek.
İşçi, işvereni (ya da işverenleri) tarafından tamamlayıcı emeklilik sistemine ücretinden aktarılan %3’lük kesintiyi 60 yaşında, emekli olduğunda normal emekli maaşının üzerine ek olarak alacak. İlk formül olarak bu sistem öngörülmüş ve bu sistemin zorunlu olacağı tahmin edilmektedir. İşçi az önce belirttiğimiz gibi aylık olarak almayıp, isterse TES fonunda biriken kıdem tazminatı fon tutarının %25’ini (maksimum) peşin alıp, kalan tutarı normal emekli aylığına ekletebilecek.
İşçi 60 yaşına gelmeden fonda biriken tutara hiç mi sahip olamayacak?
Öngörülen sistemde işçinin bazı istisnai hallerinde bunlar;
- İlk konut edinmesinde,
- Evlenmesinde
- Ağır hastalığında
Bu hallerin varlığında yasa koyucunun belirleyeceği bir yüzde üzerinden (şimdilik konuşulan oran %10) hakkın doğduğu ya da istisnai halin vuku bulduğu tarihte fonda biriken tutarın yasada belirtilecek oranda çekme iznine sahip olacak. Bu istisnai hallerinde dışında herhangi bir çekim yapamayacak.
Alternatif Seçenekler Arasında Neler Var?
Yukarıda bahsettiğimiz oranların yanı sıra, işçi-işveren temsilcileri ve komisyon arasında konuşulan diğer bir modelde mevcut sistemde kıdem hak kazanma ve ödeme koşullarında küçük değişikliklerle mevcut sistem revize edilecek.
İşçinin brüt ücreti üzerinden işverenin ödeyeceği payla orantılı bir şekilde işçinin kazancı doğrultusunda 0,5, 1,5 ve 2 oranın işçi payı alınacak(Dikkat bu kesinti işçinin net ücretini düşürecek). Buradaki skala ise asgari ücrete kadar 0,5 asgari ücretin 2 katı ücret alanlar için %1,5 ve asgari ücretin iki katından fazla ücret alanlar için ise %2 oranında kesintiye gidilerek fona tamamlayıcı emeklilik sistemine aktarılacak.
İşçi ve işverene yüklenen ve belirli oranlarda fona aktarılacak tutarların yanında devlet payı da devreye sokulacak. Devlet tarafından işçi adına işçinin sigorta prim matrahı üzerinden işsizlik sigortası devlet katkısı benzeri bir aktarım yapılacak. Devlet tarafından yatırılacak olan payın işçinin ücretinden kesilecek tutarla aynı orantıda olması beklenmektedir.
Yasal Zorunluluk Ne Zaman Devreye Girecek?
Komisyonda konuşulan ve kamuoyunda merakla beklenen konulardan birisi de bu sistemin zorunlu olup olmadığıdır. Öncelikle şunu belirtmemiz gerekir, yasa değişik varyasyonlarla karşımıza çıktığında, şu anda hizmet akdi ile bir veya birden fazla işverene bağlı çalışan işçilerin kazanılmış hakları korunacak. Yani yasa yürürlük kazandığında mevcut hizmet akdi devam edenler bu yasa nedeniyle eski kıdem haklarını korumuş olacaklar. Bu durumun da istisnası bulunmaktadır. Bu istisna da çıkacak olan alternatif ya da seçimli modellerin belirli bir tarihten itibaren Yasal zorunluluğudur.
Biraz daha netleştirmek gerekirse, Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte mevcut bir iş akdiniz olsun, ve 10 yıllık kıdeminizin bulunduğu bir iş yerinde çalışmaya devam ediyor olun. Yasada da 3 yıl sonunda tüm çalışanların zorunlu bir şekilde yeni çıkan Yasa kapsamına alındığını düşünelim. Mevcut kıdeminizin üzerine 3 yıl sonra zorunlu olarak katıldığınız sistemde, 4 yıl da yeni tamamlayıcı emeklilik sisteminde çalıştığınızı (aynı işverene tabi) varsaydığımızda,
Zorunlu kılınana kadar geçen mevcut kıdem süreniz 10+3 ve 4 yıl tamamlayıcı emeklilik sistemine zorunlu katıldığınız süre;
13 yıllık kıdeminiz mevcut kıdem tazminatına göre ödenecek yani her bir yıla 30 günlük brüt ücretiniz, +4 yıl yeni sistemde ise yukarıda bahsettiğimiz %3’lük tutar yani 4 yılın her bir yılına 11 günlük kıdem hakkınızı tamamlayıcı emeklilik sisteminde 60 yaşında emekli olduğunuzda emekli maaşınızın üstüne ek olarak alacaksınız (istisnai haller ayrı kalmak koşulu ile). İşvereniniz ise, 13 yıllık kıdeminiz için her bir yıla tekabül eden 30 günlük tutarın yanında sistemde zorunlu geçirdiğiniz 4 yıllık sürede de her bir yıla 19 günlük tazminat tutarını size ödemekle yükümlü bulunacak.
Kısaca, (13×30 günlük ücret) + (4x 19 günlük ücret) işvereniniz tarafından kıdem olarak ödenecek.
Sistemin İşçi ve İşveren Yönünden Handikapları
Sistem yukarıda kabaca size anlattığımız modelde çıkarılmaya çalışılıyor. Ama mevcutta kıdem tazminatı hakkı işçi için bir takım Yasal durumlarda işveren tarafından ödenmek zorunda, bunlardan örnek vermek gerekirse;
- Erkek işçinin askerlik durumunda
- 15 yıl 3600 kısmi emeklilik hakkının vuku bulması halinde,
- Kadın işçinin evlenmesine takip 1 yıl içinde,
Gibi durumlarda işveren 1 yıldan fazla kıdemi olan işçisine kıdem tazminatını ödemekle yükümlüdür. Yeni sistemde uzlaşılması zor olan konulardan biri de yukarıda saydığımız sebepler gibi bir takım hakların meydana gelmesi halinde işçiye kıdem ödemesinin yapılıp yapılmayacağıdır. Uzlaşma taraflarından işveren sendikaları yukarıda saydığımız hallerde işçiye kıdem tazminatı ödemesinin zorunlu olma durumundan çıkarılmasını istemektedir. Bu da birçok işçiyi mağdur edebilecek bir durumdur.
Aynı şekilde, istifa halinde (herhangi bir sebep yokken iş akdinin işçi tarafından feshi) de kıdem ödemesinin olmaması için işveren tarafı komisyon çalışmalarında görüş belirtmiştir. Diğer taraftan kıdem tazminatı için bir yıllık kıdem süresinin de bu sistemde şartlar arasında aranmayacağı konuşulsa da işveren sendikaları bu kuralın değişmemesi yönünde görüş bildirmişlerdir.
Sistemin en büyük handikaplarından biri de, gerek Sosyal Güvenlik Kurumu primleri gerekse Gelir Vergisi/Kurumlar Vergisi ödemelerinde zorluk çeken işverenlerin kendilerine yüklenen %3’lük tutarı tamamlayıcı emeklilik sistemine aktarmada yaşayacağı zorluk ile kalan %5,33’lük kıdem ödeme yükümlülüğünün altından kalkıp kalkamayacağı tartışma konusu olacaktır.
Yeni sistem tarafından istisnai hallerde olacak bir takım kişiler de bulunacaktır. Bu kişiler emekli sigortalı çalışan işçiler ile emekliliğe yaş bakımından yaklaşmış olan sigortalı işçilerin de belirli bir yaş sonrası bu sistemin dışında tutulması öngörülmektedir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu bahsettiğimiz oran ve özel koşullar taraflar arasında masaya yatırılan ve üzerinde formül üretilen hususlardır. eylül – ekim aylarına kadar TBMM gündemine getirildiğinde kıdem tazminatı fonu ya da tamamlayıcı emeklilik sistemi hakkında siz değerli vatandaşlarımızı hızlı bir şekilde bilgilendireceğiz.