Bir SGK Klasiği, İki İleri Bir Geri

İbrahim Işıklı

Sosyal Güvenlik Kurumu, mehter takımı oldu, iki ileri bir geri gidiyor. Düzenlediği konuların hangisine el atsa bir süre sonra eleştiri ve mahkeme kararları doğrultusunda karar ve uygulama değişikliğine gidiyor. Tabi burada olan vatandaşa oluyor. Vatandaş hukuksuzluğa, haksızlığa uğradığına mı yansın, haklarını alamadığına mı, yoksa en doğal hakkını mahkeme kararı ile aldığına mı yansın.

Bunun son örneği doğum borçlanmasında yaşandı. Sosyal güvenlik reformu ile kadınlara tanınan en önemli haklardan birisi olan doğum borçlanması konusunda uzmanların görüşü ve basında yer alan eleştirilere rağmen SGK yönetimi bu hakkı vatandaştan esirgedi. Bunun en temel nedeni de “Kurum yararı” adı verilen ve SSK yönetiminden devralınan garabet uygulamaydı. Kurum yararı denilen ibare, vatandaşa yararlı olan hiçbir uygulamanın verilmemesi ve her şeyde öncelikle SGK’nın çıkarına göre işlem yapılması esasına dayanıyor.

 

SGK, doğum borçlanmasında iki yıldan beri sınırlama getirmişti. SSK’lı olunan tarihten önce yapılan doğumlar için borçlanma talebi kabul edilmediği gibi, SSK’lı olanlar için de işten ayrıldıkları tarihten itibaren 300 gün geçtikten sonra yapılan doğumlar için borçlanma talebi kabul edilmemekteydi. Bu haksız uygulamayı yargıya taşıyan sigortalıların birer birer davaları kazanması üzerine SGK daha fazla direnemedi ve doğum borçlanmasında daha önce getirdiği sınırlamaları 1 Temmuz 2010 tarihinde yayınladığı tebliğle kaldırdı.

 

Diğer bir deyişle artık işten ayrıldıktan sonra 300 günden fazla bir süre geçmiş olsa bile doğum borçlanması yapılabilecek. Ayrıca, sigortalı olunan tarihten önceki doğumlar da borçlanılabilecek.

 

5510 sayılı Kanunla, Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile SSK’lı sigortalı kadının, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla örneği SGK tarafından hazırlanan hizmet borçlanması başvuru belgesi ile yapılacak.

 

Başvurular sigortalılar ve hak sahipleri tarafından sosyal güvenlik il müdürlükleri/sosyal güvenlik merkezlerine yapılacak. 4/a bendi kapsamındaki (SSK’lı) sigortalı kadının doğum tarihinden sonraki borçlanmak istediği iki yıllık süre Kurum hizmet kayıtlarından tespit edilecek.

 

Doğum borçlanmasının 2 tür etkisi olacak;

 

1- Gün sayısını artıracak

 

2- Sigortalı olduğu tarihten önce doğum yapan kadınlarda sigorta başlangıç tarihini geriye götürecek.

 

Gün sayısı eksik olan kadınlar doğum borçlanması yaptıklarında SGK gün sayıları artmış olacak. Ancak, sigortalı olduğu tarihten önce doğum yapan kadınlarda ise hem sigorta başlangıç tarihi geriye gidecek ve buna bağlı olarak emeklilik yaşı düşecek, hem de gün sayısı artacak.

 

Borçlanılacak sürelere ait prim tutarı, sigortalıların veya hak sahiplerinin talepte bulundukları tarihte yürürlükte olan asgari ücretle (760.50 TL) ve asgari ücretin 6.5 katı olan SGK tavan tutarı (4.943.40 TL) arasında sigortalının kendisi tarafından belirlenecek tutarın yüzde 32’si oranında hesaplanacaktır. Asgari ücretle borçlanma yapıldığında bir aylık borçlanma tutarı 760.50 X 0.32= 243.36 TL ve tavan tutar üzerinden borçlanma yapıldığında bir aylık borçlanma tutarı 4.943.40 X 0.32= 1.581.89 TL olacaktır.

 

Hesaplanan borç, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde sigortalı veya hak sahipleri tarafından Kuruma ödenmesi gerekmektedir. Doğum borçlanması ile ilgili prim borcunu süresi içinde ödemeyenler ile kısmi ödeme yapanların kalan sürelerinin borçlandırılması için yeni başvuru şartı aranacaktır.

 

Şimdi SGK yönetimine sormak lazım; bu iki yıl vatandaşların doğum borçlanması başvurularını neden kabul etmediniz? Madem kabul edecektiniz neden iki yıl beklediniz. Kurum yararı dediğiniz ve vatandaşa yaptığınız diğer hukuksuzlukları ne zaman kaldıracaksınız?

Kaynak : Dünya Gazetesi

 

 

Hakkında iskanunu

Göz atın

Malulen Emeklilik ile Engelli Emekliliği Arasındaki Farklar

Malulen Emeklilik ile Engelli Emekliliği Arasındaki Farklar

Malulen Emeklilik ile Engelli Emekliliği Arasındaki Farklar