Pozitif Olduğunu Saklayan veya Rapor Getirmeyen Çalışan
Pozitif Olduğunu Saklayan veya Rapor Getirmeyen Çalışan

Pozitif Olduğunu Saklayan veya Rapor Getirmeyen Çalışan

Ülkemizde mart ayında ilk kez ortaya çıkan Covid-19 salgını artık hayatımızın bir parçası oldu. İş arkadaşlarımızın ya da çalışanlarımızın korona testinin pozitif çıkması veya pozitif biriyle temas etmiş olması artık sıradan bir olay. İş yerlerinin, bu tip durumlarda nasıl hareket etmeleri gerektiği ile ilgili bir dizi planlamaları var. Raporlarla ilgili düzenlemeler sayesinde, aile içi temaslı olanların rapor temin edebilmesi işverenlerin bu konudaki sorunlarını da bir parça çözdü. Fakat temaslı olduğuna emin olduğumuz ama rapor temin edemeyen çalışanlar izinli mi gösterilecek? Bu kişileri çalıştırmak istemeyen işveren ücretsiz izin uygulayabilir mi? Pozitif testi olup, bunu işverenden saklayarak çalışmaya devam eden kişileri nasıl kontrol edebiliriz? Yazımızda bu konulara açıklık getireceğiz.

Covid-19 Testi Pozitif İşçi ve Karantina Sonrası İşe Dönüş Süreci

İşçi ofiste, sosyal yaşantısında ya da aile içerisinde Covid-19 virüsü taşıyan bir kişi ile temas etmesi halinde bu hastalığa yakalanabilir. Hiçbir belirti olmasa dahi, test yaptırdığında pozitif sonuç alan her çalışanın mutlaka karantina uygulaması gerekiyor. Pozitif tüm kayıtlar sağlık bakanlığı tarafından sisteme işlendiği için bu kişilerin takibi de bakanlık kontrolünde filyasyon ekipleri tarafından yapılıyor. Karantinada olması gerektiği halde tedbirlere uymadığı kolluk kuvvetlerince tespit edilen kişilere 3.150 ₺ para cezası uygulanıyor. Pozitif vakalar için karantina süresi semptom olsun ya da olmasın 10 gün. 10. günün sonunda, semptom yoksa sağlık bakanlığı tekrar bir test uygulamıyor. Eğer hastanın artık hiçbir semptomu kalmadıysa bulaştırıcılığı da ortadan kalktığı için karantina süreci sonlanmış oluyor. Bu kişilerin 10. günün sonunda ofise gelip çalışmaya başlamaları diğer çalışanlar için risk oluşturmuyor. Fakat, işverenler karantinası sonlanan işçilere, ofise dönüş öncesinde masrafını karşılamak kaydıyla tekrar test uygulatabilir.

Temaslı Kaydı ve Rapor Temini

Pozitif kişilerle teması olan çalışanlar, ancak aile bireylerinde Covid-19 pozitif çıkması durumunda sağlık bakanlığının kayıtlarına temaslı olarak yazılıyor.  Bu kayıtlar da, pozitif kişinin beyanı ile oluşturuluyor. Pozitif kişi, aynı evde yaşayan kişiyi filyasyon ekiplerine temaslı olarak bildirmediği sürece sistemde bu kişiler yer almıyor. Bu nedenle temaslı olmak için, hane içinde bir pozitif vakanın olması ve bu kişinin filyasyon ekiplerine kişiyi temaslı olarak kaydettirmesi gerekiyor. Böylece işçi bu ekiplerden iş yerine vermek üzere iş göremezlik raporu talep edebiliyor. Zaten sisteme temaslı kaydı yapıldığında e-devlet ya da e-nabız uygulaması üzerinden rapor kaydına ulaşmak da mümkün oluyor.

Aile dışında temas edilen kişilerde ise temaslı kaydı oluşturulmuyor. Bu kişiler, kendi kararları ile karantina uygulayabilirler. Böyle bir durumda rapor oluşturulması da mümkün olmadığı için işverenlerine bilgi vererek onların inisiyatifi doğrultusunda ücretli ya da ücretsiz izinli sayılabilirler.

Temaslı olduğuna emin olduğumuz fakat hakkında iş göremezlik raporu düzenlenmeyen işçinin, şartlar uygunsa evden çalışması sağlanabilir. İşverenin kararı ile idari izin verilebilir. Ya da “Pandemi ücretsiz izin” uygulanarak işçinin bu süreler için nakdi ücret desteğinden yararlanması sağlanabilir.

İş yerindeki diğer çalışanları da etkilediğini düşündüğümüz vakalarda, bir sağlık kuruluşu ya da iş yeri hekimi ile görüşerek toplu test uygulamasına gidilebilir.

Hastalık Geçiren Kişinin Tekrar Temaslı Olarak Kaydedilmesi

Bir diğer konu da, önceden kovid pozitif olup iyileşmiş kişilerin temas durumu. Daha önce bu hastalığı geçirmiş kişilerin, takip eden 3 ay içinde Covid-19 vakası ile temas durumu, riskli  temas olarak kabul edilmiyor ve bu kişilerin temaslı olarak kaydı alınmıyor. Sağlık bakanlığı bilgilendirmelerine dayanarak bu kişilerin risksiz olduğunu söyleyebiliriz. Fakat immünsupresif hastalığı olan veya bu şekilde bağışıklığı baskılayan ilaç kullanan kişiler, süreye bakılmadan temaslı takibine alınırlar.

İşverenler, hastalığı geçiren fakat 3 ay içinde tekrar temas durumu olan çalışanları için sistemden rapor temin edemeyecektir. Bu durumda risksiz kabul edilen iş yerinde çalışmaya devam edebilir. Fakat işverenin inisiyatifinde olmak kaydıyla, çalışana tekrar test uygulanabilir. Ya da çalışan ücretli ya da ücretsiz izin şeklinde ev istirahatine gönderilebilir.

Pozitif Olduğunu İşverenden Saklayan İşçi

İşçilerin, işten çıkarılma, karantina nedeniyle gelir kaybı yaşama endişesiyle covid-19 hastalığına yakalandıklarını işverenden gizleme eğiliminde olmaları da karşımıza sıkça çıkan durumlardan biri. Bir de KVKK kuralları gereği sağlık bilgilerinin ulaşılabilir olmaması, işverenin bu kişileri tespit etmesini de zorlaştırıyor.

İş yerlerinin çoğunda, sağlık kontrolleri ve takipleri iş yeri hekimleri tarafından gerçekleştiriliyor. Fakat iş yeri hekimlerinin, hizmet verdikleri/çalıştıkları iş yerindeki işçilerin sağlık kayıtlarını sistemden görmeye yetkili değil. Yani test yaptırmış ve sonucunda covid-19 pozitif çıkmış bir işçiyi iş yeri hekimi vasıtasıyla tespit etmek mümkün olmuyor. Koronavirüs pozitif kaydına, kişinin kendisi dışında sadece aile hekimi ulaşabiliyor. Kolluk kuvvetlerine yakalanmadığı sürece, pozitif olan kişi iş yerine gelip çalışabiliyor. Bu da işverenler için çok büyük bir risk oluşturuyor.

Bu uygulamanın önüne nasıl geçilebilir? İş yerlerinin alabileceği en doğru önlem, çalışanlardan mesai başlamadan önce HES Kodu istemeleridir. İşverenin çalışandan bunu talep etme hakkı var. Her gün için tarih seçerek talep edilen HES Kodları işverene bildirilerek, işveren tarafından yapılan sorgulamada riskli-risksiz kişilerin tespiti sağlanabilir.

Riskli Kişilerin Ofisten Uzaklaştırılması

Riskli görülen kişilerin ofiste tutulmasının birçok açıdan işverene olumsuz dönüşü olabilir. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği düzenlemeleri gereği iş yerinde sağlıklı çalışma ortamını sağlamakla sorumlu. Bu nedenle, gerekli her türlü önlemi ve tedbiri almak zorundadır. Aynı zamanda, iş yerinde çalışmaya devam eden riskli işçi, diğer çalışanların da can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü gibi, işveren için de işgücü kaybı yaratmaktadır. İş yerinde bulaşan salgın hastalığın iş kazası olarak kabul edilip edilmeyeceği hala tartışma konusuyken, işverenin bilerek bu riski alması mümkün değildir. Bu nedenle riskli olan kişilerin tespiti çok önemlidir. Bu da mevcut durumda ancak HES kodu ile sağlanıyor.

İşverenin HES kodu sorgusu ile riskli olduğunu tespit ettiği çalışanlardan, pozitiflik durumu varsa rapor getirmelerini talep edebilir. Raporun temin edilemediği durumlarda işverenin “Pandemi ücretsiz izni” uygulaması yerinde olacaktır. İşçi, çalışamadığı sürelerde rapor düzenlenmediği için iş göremezlik ödeneği alamasa da, karantina süresince nakdi ücret desteği uygulamasından yararlandırılacaktır.

Temaslı olduğu halde sağlık ekiplerine kaydettirilmemiş kişiler, HES kodu sorgulamalarında karşımıza risksiz olarak çıkmaktadır. Aile dışındaki bir kişi ile temas etmiş kişiler de kayıtlara temaslı olarak geçmedikleri için yine sistemde “risksiz” görünüyor. Bu kişiler işverenlerine bilgi vermedikleri takdirde çalışmaya devam edebiliyor. Riskten haberdar olmayan işverense, alması gereken her türlü önlemi aldığı halde bu kişileri tespit edemiyor. İşverenin riskli olduğunu düşündüğü kişiler için de, nakdi ücret desteği uygulanabiliyor.

Hakkında Datassist Mevzuat Kulübü

Göz atın

Malulen Emeklilik ile Engelli Emekliliği Arasındaki Farklar

Malulen Emeklilik ile Engelli Emekliliği Arasındaki Farklar

Malulen Emeklilik ile Engelli Emekliliği Arasındaki Farklar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir