Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Avrupa Birliği (AB) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) standartlarına uygun “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu taslağı” hazırlandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, bugün İstanbul’da başlayacak 19’uncu Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı öncesinde yaptığı açıklamada, bu tasarıyı yeni yasama döneminde TBMM’ye sunacaklarını belirtti.
İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili müstakil kanunun ilk kez 1974 yılında İngiltere’de uygulamaya başlandığını, 1989’dan bu yana AB ülkelerinde mevzuat birliği sağlandığını hatırlatan Çelik, Türkiye’ye ilişkin şu bilgileri verdi: “Halen iş sağlığı ve güvenliği alanında özel, müstakil bir kanun bulunmuyor. İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin hükümlerin, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 77-89’uncu maddeleri arasındaki hükümlere göre yürütülüyor. Bu nedenle kanuni düzenlemelerden sadece İş Kanunu’na tabi çalışanlar yararlanabiliyor.”
Ayrım yapılmayacak
Çelik’in verdiği bilgiye göre işçi sayısını dikkate almaksızın bütün iş yerlerini kapsayan kanun tasarısında yer alan bazı konular şöyle olacak:
Sadece işçileri değil bütün çalışanları kapsayacak.
Bir iş yerinin birden fazla işveren tarafından kullanılması halinde işverenler, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin belirlenmesini ve uygulanmasını iş birliği yapacak.
İş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirme veya hizmet alımı yükümlülüğünde aranan 50 işçi çalıştırma şartı kaldırılacak.
Sağlık kuruluşlarına, kendilerine intikal eden iş kazası ve meslek hastalıklarını 10 gün içinde bakanlığımıza bildirme yükümlülüğü getiriliyor.
İşveren bu konuda alınan tedbirlerin maliyetini çalışana yansıtamayacak.
Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi kurulacak.
İşyeri doktoru ve mühendisi adayları çözüm bekliyor
İŞ Sağlığı ve Güvenliği Hizmet ve Eğitim Kurumları Derneği (İSGHEDER) Başkanı Yrd. Doç. Dr. Turhan Şalva, geçen yıl iptal edilen sınavdan bu yana 2 bin 500 doktor ve mühendisin Çalışma Bakanlığı’ndan çözüm beklediğini belirtti. Sektördeki yaklaşık 20’şer binlik doktor ve mühendis ihtiyacına karşın 7 bin civarında sertifikalı uzman bulunduğuna dikkat çeken Şalva, şunları anlattı: “Bu durum özellikle tersaneler ve madenler gibi yüksek güvenlik seviyesi gerektiren işyerlerinde kazalara adeta davetiye çıkarıyor. Geçen yıl aralıkta yapılan sınav Danıştay tarafından iptal edilince, sınava girenlerin eğitimi geçersiz kabul edildi.”
http://www.hurriyet.com.tr/