Onur Sözer
MESS Endüstri Yönetimi ve Araştırma Uzmanı
Çalışma yaşamındaki düzenlemeler, ekonomi, insan kaynakları, işletme yönetimi, bilim ve teknoloji, altyapı, finans piyasaları ve hükümet politikaları rekabet gücünü etkileyen temel faktörlerdir. Hem ulusal düzeyde hem de uluslararası düzeyde rekabet gücünün yüksek olması için yukarıda belirtilen faktörlerde iyi bir performansa sahip olunmalıdır.
Onur Sözer
MESS Endüstri Yönetimi ve Araştırma Uzmanı
Çalışma yaşamındaki düzenlemeler, ekonomi, insan kaynakları, işletme yönetimi, bilim ve teknoloji, altyapı, finans piyasaları ve hükümet politikaları rekabet gücünü etkileyen temel faktörlerdir. Hem ulusal düzeyde hem de uluslararası düzeyde rekabet gücünün yüksek olması için yukarıda belirtilen faktörlerde iyi bir performansa sahip olunmalıdır.
2007’de 5 basamak düştük
Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü (IMD)’ne göre, 2007 yılında Türkiye “Dünya Rekabet Gücü” sıralamasında 5 basamak gerileyerek 48. sıraya düşmüştür. ABD’nin birinci sırada yer aldığı endekse göre Türkiye AB üyesi Polonya ve aday ülke Hırvatistan dışında bütün rekabet ettiği ülkelerin gerisinde kalmıştır.
IMD’ye göre Türkiye performansı kötüleşen 15 ekonomi arasında yer almaktadır. IMD, Türkiye’nin de içinde olduğu ülkelerin genel performanslarını iyileştirmezse er ya da geç dünya rekabet alanındaki konumlarını yitireceklerini vurgulamaktadır.
Türkiye’nin uluslararası rekabet gücü sıralamasında yıllardır son sıralarda yer almasının temel nedenleri arasında düşük verimlilik, yüksek vergiler, işgücü maliyetleri, bürokratik engeller ve kayıt dışılık gibi olumsuz etkenler yer almaktadır.
Türkiye’nin işgücü maliyeti yüksek
Yüksek işgücü maliyetleri rekabet gücünü olumsuz etkileyen başlıca faktörlerdendir. Bu nedenle, yatırımcılar işgücü maliyetleri daha düşük olan ülkeleri tercih etmektedirler. İtalyan İşveren Sendikası Unione Industriale Torino’nun 2006 yılına ilişkin yapmış olduğu araştırmaya göre, 7,40 Euro/Saat ile Türkiye’deki işgücü maliyetleri, rekabet ettiğimiz AB’ye yeni üye ülkelerden daha yüksektir.
Araştırmaya göre, AB’ye yeni üye ülkeler içinde işgücü maliyeti en yüksek ülke 6,40 Euro/Saat ile Çek Cumhuriyeti’dir. AB’ye yeni üye ülkeler içinde en düşük işgücü maliyeti ise 1,50 Euro/Saat ile Bulgaristan’da görülmektedir. Hindistan ise 0,80 Euro/Saat ile dünya genelinde en düşük işgücü maliyetine sahip ülkedir. Bu ülkeyi 1,10 Euro/Saat ile Çin takip etmektedir.
Asgari ücrette de üst sıradayız
Yapılan son araştırmalar, Türkiye’nin AB’ye yeni üye olan ülkelerle asgari ücret açısından da rekabet edemediğini göstermektedir. AB İstatistik Kurumu Eurostat 2007 yılı Ocak ayı verilerini kullanarak, AB ülkelerini asgari ücret açısından karşılaştırmıştır. Bu araştırmaya göre, 92 Euro/Ay ile Bulgaristan en düşük brüt asgari ücretin uygulandığı ülke olurken, Türkiye’de uygulanan brüt asgari ücret 298 Euro/Ay’dır. Türkiye bu değer ile AB’ye yeni üye olan ülkeler içinde Slovenya’dan sonra en yüksek asgari ücrete sahip ülke konumundadır.
Maliyetleri azaltıcı uygulamalar yapılmalı
Türkiye’deki yüksek işgücü maliyetleri incelendiğinde, maliyetlerin büyük bölümünün sosyal yardımlar ve işverenin devlete yaptığı ödemelerden meydana geldiği görülmektedir. Çalışma karşılığı olmayan maliyetlerin çok yüksek olması işverene büyük bir yük getirmektedir. İşverenlerin yasal yükümlülükleri, Türkiye’nin rekabet edebilirliğini azaltmaktadır.
İşgücü maliyetinin yüksekliği kayıt dışı ekonomi ve işsizliği artırmakta, yatırımları ise azaltmaktadır. Yatırımların artması ve işsizliğin azalması için yüksek istihdam maliyetleri düşürülmelidir. Vergi yükü azaltılmalı ve bunu tabana yayan tedbirler alınmalıdır. İstihdamı artıran ve yatırım yapan girişimcileri destekleyici mali ve idari teşvikler uygulanmalıdır. Sosyal güvenlik primleri ödenebilir makul seviyeye indirilmelidir.
Kaynak: MESS İşveren Gazetesi, Temmuz 2007