İdari Para Cezalarına İtiraz Konusunda Yaşanan Gelişmeler Ve Süreç
Bekir GEÇER
Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi
506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası’nın değişik 140. maddesi gereğince uygulanan idari para cezalarına karşı itiraz yetkili sulh ceza mahkemelerine yapılmakta idi. Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2001 tarih ve E.2001/225, K.2002/88 sayılı kararı ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası gereğince uygulanan idari para cezalarına karşı itirazın idare mahkemelerine yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
506 sayılı Yasa’da köklü değişiklikler getiren 4958 sayılı Yasa’nın 51. maddesi ile, Anayasa Mahkemesi’nin bahsedilen kararına uyularak “Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içinde idare mahkemesine başvurabilirler” hükmüne yer verilerek idari para cezalarına karşı yetkili idare mahkemesine itiraz edileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Uygulama bu yönde devam ederken 5326 sayılı Kabahatler Yasası 31.03.2005 tarih ve 25772 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.06.2005 tarihinde, yeni Türk Ceza Yasası ile birlikte yürürlüğe girmiştir. Kabahatler Yasası, tüm yasalardaki idari para cezası ve diğer idari yaptırımlara ilişkin genel hükümler içermesi nedeniyle, bu Yasa’nın 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası’ndan doğan idari para cezalarına itiraz usulünü değiştirip değiştirmediği tartışmasını başlatmıştır. Yazar ve uygulamacılar bu konuda ikiye bölünmüştür.
Bir görüşe göre; genel yasa – özel yasa karşı karşıya geldiğinde özel yasa hükümlerinin esas olacağı buradan hareketle Kabahatler Yasası’nın genel yasa olduğundan, bir özel yasa olan Sosyal Sigortalar Yasası’nda net olarak düzenlenmiş ve halen yürürlükte olan bir hususun Kabahatler Yasası ile başkalaştırılamaması gerekir. Diğer görüşe göre; Kabahatler Yasası idari para cezası ve diğer idari yaptırımlara ilişkin genel düzenlemeler getirdiği için, bu konularda önceden var olan düzenlemelerin bu Yasa’ya uyumlaştırılması gerekmekte olup, aksi durumda doğrudan Kabahatler Yasası’nın uygulanması gerekecektir. Kabahatler Yasası’nın “Genel Kanun Niteliği” başlıklı 3. maddesinin “Bu Kanun’un genel hükümleri diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanır” hükmü de bunu anlatmaktadır.
Bu konuda tartışmalar devam ederken kararları tüm tarafları bağlayıcı nitelik taşıyan Uyuşmazlık Mahkemesi “İncelenen olayda, yukarıda belirtilen koşulların oluştuğu anlaşıldığından sosyal güvenlik mevzuatına dayanan dava konusu idari para cezasına karşı yapılacak itiraza bakma görevi sulh ceza mahkemesine ait bulunmaktadır” yönündeki 21.11.2005 tarih ve E.2005/84 ve K. 2005/105 sayılı kararı ile konu hakkındaki tartışmalara son noktayı koymuştu.
Uygulama Uyuşmazlık Mahkemesi kararına göre devem ederken 5454 sayılı T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur’dan Aylık veya Gelir Almakta Olanlara Ek Ödeme Yapılması ile Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur’dan Aylık veya Gelir Almakta Olanlara Ödenen Gelir ve Aylıklarda 2006 Yılında Yapılacak Artışlar ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Yasa ile Sosyal Sigortalar Yasasından doğan idari para cezalarına itiraz usulü yeniden ele alınmıştır. Bu Yasa’nın 5. maddesi ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası’nın 140/4. maddesi değiştirilerek “İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler” biçimini almıştır.
Anayasa Mahkemesi, 01.03.2006 tarih ve E. 2005/108 ve K.2006/35 sayılı kararı ile, Kabahatler Yasası’nın “Genel Kanun niteliği” başlıklı “Bu Kanun’un genel hükümleri diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanır” hükmünü içeren 3. maddesini Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmiştir. Bu gelişmenin 506 sayılı Yasa’nın 140. maddenin uygulanmasında hiç bir etkisi olmamıştır.
Kabahatler Yasası’nın 3. maddesi 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesi ile değiştirilerek “Bu Kanun’un; İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, uygulanır” biçimini almıştır. Bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi kararına uyumlaştırma yapılmıştır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası’nın 08.02.2006 tarih ve 5454 sayılı Yasa’nın 5. maddesiyle değiştirilen 140. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler” biçimindeki üçüncü tümcesi Anayasa Mahkemesi’nin 04.10.2006 tarih ve E. 2006/75 K.2006/99 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
Son olarak Sosyal Sigortalar Yasası’nın 09.05.2007 tarih ve 5655 sayılı Yasa’nın 2. maddesiyle “Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler.” biçiminde değiştirilerek Anayasa Mahkemesi kararına uygun hale getirilmiştir.
İdari Para Cezalarına Karşı İptal Davası Açılması Usulü
A. Genel Esaslar
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işverenlere uygulanan idari para cezaları İdare Hukuku bakımından idari işlem niteliğinde olup idari davaya konu teşkil etmektedir. 06.01.1982 tarih ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Yasası’nın değişik 2. maddesinde idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar, iptal davası olarak tanımlanmıştır.
B. İdari Para Cezasına İtiraz Başvurusu
İdari Yargılama Usul Yasası’nın değişik 3. maddesi gereğince idari davalar, ilgili idare mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılır. Söz konusu dilekçelerde, tarafların adı soyadı ve varsa unvanı, adres bilgileri, davanın konusunun özeti, öne sürülen deliller, dava konusu işlemin tebliğ veya bildirim tarihi gibi bilgilerin yer alması zorunludur. İdari para cezalarına itiraza ilişkin iptal davalarında davaya konu idari para cezası tebliğinin aslı veya örneğinin de dava dilekçesine eklenmesi gerekmektedir.
İdari para cezasına itiraz ile ilgili davalarda dava dilekçesinin İdari Yargılama Usul Yasası’nın 4. maddesi gereğince İdare Mahkemesi Başkanlıklarına, İdare Mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk hakimliklerine veya yabancı memleketlerde Türk konsolosluklarına verilebilmesi gerekmektedir.
İdari Yargılama Usul Yasası’nın 7. maddesi gereğince, idari dava açma süresi, özel Yasalarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde altmış gün olarak düzenlenmiştir. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası’nın değişik 140. maddesinde tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurulabileceği düzenlendiğinden idari para cezalarının iptaline yönelik davalarda dava açma süresi otuz gündür. İdari Yargılama Usul Yasası’nın 7/II. maddesi gereğince dava açma süresi tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğ tarihini izleyen günden başlamaktadır. Adresi belirsiz olanlara ilgili mevzuat hükümlerine göre ilan yoluyla tebliğ yapılmaktadır. Bu durumda dava açma süresi, aksine bir düzenleme olmadıkça ilan tarihini izleyen günden başlayarak onbeş gün sonra işlemeye başlar.
Dava açma süresi içindeki tatil günleri dava açma süresine dahildir. Ancak dava açma süresinin son gününün tatil gününe denk gelmesi durumunda dava süresi tatil gününü izleyen iş günü akşamına uzamış sayılır.
İdari para cezalarına karşı davalar, dava konusu olan idari para cezasını uygulayan Kurum ünitesinin bulunduğu yerdeki idare mahkemesinde açılır.
Sosyal Güvenlik Reformuna Göre İdari Para Cezalarına İtiraz Usul Ve Esasları
Sosyal Güvenlik Reformu olarak da bilinen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “İdari Para Cezaları ve Fesih Hükümleri” başlıklı 102. maddesinde “Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler.” hükmü yer almaktadır. Ancak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun kabul edildiği 31.05.2006 tarihinde henüz 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası’nın değişik 140. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler.” biçimindeki üçüncü tümcesi Anayasa Mahkemesince iptal edilmemiş durumdaydı. Bu iptal Anayasa Mahkemesi’nin 04.10.2006 tarih ve E. 2006/75, K.2006/99 sayılı kararı ile gerçekleştiğinden 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 102. maddesi “eski” durumu yansıtan bir düzenleme niteliğinde kalmıştır. Bu gerçekten hareketle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 18. maddesi ile “Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler.” düzenlemesi getirilmiştir. Belirtilen düzenlemenin bu yönde yasalaşması beklenmektedir.
Sonuç
Güncel durumda, hakkında idari para cezası uygulanan işverenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde idari para cezasını uygulayan Kurum ünitesinin bulunduğu yerdeki yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. 01.06.2008 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (Sosyal Güvenlik Reformu) gereğince de hakkında idari para cezası uygulanan işverenler kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde idari para cezasına yetkili idare mahkemesine başvurabilecekler.