Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, az tehlikeli iş yerlerinde 4 milyon 745 bin, tehlikeli iş yerlerinde 4 milyon 420 bin, çok tehlikeli iş yerlerinde 3 milyon 319 bin işçinin istihdam edildiğini bildirdi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, kamuoyunda “Torba Kanun” olarak bilinen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı görüşülüyor. Tasarının görüşmeleri 13. madde üzerinden başladı.
İktidar ve muhalefetin verdiği aynı doğrultudaki önergelerle Özel Tüketim Vergisi ve endeks değişikliğinden kaynaklı fiyat farkı ile ilgili de düzenleme tasarıdan çıkarıldı. Böylece, 22 Eylül 2012’den önce ihalesi yapılan ve ihale dokümanında fiyat farkı hesaplanabilmesine ilişkin hüküm bulunan yapım işleri ihalelerinde, yaklaşık maliyetin yarısından fazlasını akaryakıt giderinin oluşturduğu; geçici kabulü yapılmamış işlerin bu tarihten sonra gerçekleştirilen kısımlarında kullanılan akaryakıta ilişkin olarak fiyat farkı hesaplanmasına esas alınan endeks yerine TÜİK tarafından yayımlanan uygun bir endeksin kullanılabilmesine ve fiyat farkı hesaplanabilmesi dair esas ve usulleri tespite, Bakanlar Kurulu’na yetki veren madde kaldırılmış oldu.
“YASADA GÖRDÜĞÜM EKSİKLİK”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, tasarının görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını ve eleştirilerini yanıtladı.
Çalışma hayatının zor ve meşakkatli olduğuna işaret eden Çelik, Türkiye’nin, İş Sağlığı Güvenliği Yasası’na kavuştuğunu, AB ve ILO normları çerçevesinde bir yasa çıkardıklarını söyledi.
Çelik, müstakil bir yasası olmayan Türkiye’de, Haziran 2012’de, bu yasanın yürürlüğe girdiğini anımsatarak, yasanın uluslararası normlara uygun olduğunu vurguladı.
Son olaylarda yasada gördüğü bir eksikliğe dikkati çeken Çelik, bunun, tarafların da uzlaşamadığı bir nokta olduğunu belirtti. Çelik, “İş güvenliği uzmanlarının, iş yerinde işverene bağlı olarak çalıştığına dair ifade karşısında onları daha güvenceli kılacak tazminat yükümlülüğü getirebiliriz. Buna yönelik bir önerge verilebilir” diye konuştu.
Çelik, ILO 176 sayılı sözleşmenin imzalanmaması eleştirilerine de yanıt vererek, maden ve inşaatlarla ilgili düzenlemeler için kurum görüşlerinin alındığını, çekincelerinin olmadığını, ekimde Meclis’ten geçirebileceklerini kaydetti.
“ZİNCİR HALKASINI KİM KOPARDI”
AB ve ILO normları yan yana konulduğunda, AB normlarının daha önem arz ettiğini, pratiğe dönük olduğunu dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ILO normları daha geneldir. Yasa, AB normları çerçevesinde hazırlanmış bir yasadır. Bununla ilgili 3 sözleşme Meclis’ten geçti, bunlar da ekimde geçer, engel yok. Bakanlık olarak mevzuatta hiçbir eksikliğimiz yok. 5 iş güvenliği uzmanı madende hayatını kaybetti, 9 tane iş güvenliği uzmanı var. İş güvenliği uzmanı görevini yaptı mı yapmadı mı, kimin sorumluğu var bunlar çıkacak. Bizim görevimiz mevzuatı tamamlamak, uygulamak. 9 iş güvenliği uzmanını oraya koymak, denetlemek. Bunlarda bir eksiklik görmüyoruz. Zincir halkasını arada kim kopardı, bunun ortaya çıkması lazım.”
Bakan Çelik, az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli iş yerlerine yönelik de bilgi verdi.
Çelik, 1 milyon 599 bin 327 iş yerinde, 12 milyon 486 bin 17 kişinin çalıştığını kaydetti. Bunun 751 bin 201’inin az tehlikeyi iş yerlerinin oluşturduğunu bildiren Çelik, 561 bin 700 tehlikeli, 286 bin 426 işyerinin çok tehlikeli olduğunu ifade etti. Çelik, az tehlikeli iş yerlerinde 4 milyon 745 bin, tehlikeli iş yerlerinde 4 milyon 420 bin, çok tehlikeli iş yerlerinde 3 milyon 319 bin işçinin istihdam edildiğini bildirdi. Faruk Çelik, 1 ile 9 işçi çalışan iş yeri sayısının 1 milyon 367 bin olduğunu dile getirdi. Çelik, 10 ile 49 arasında işçi çalışan iş yeri sayısının 200 bin 188, çalışan sayısının 3 milyon 921 bin, 50’nin üzerinde 31 bin iş yerinde 4 milyon 800 bin kişinin çalıştığını sözlerine ekledi.