Kısmi süreli iş sözleşmesi, yasal haftalık çalışma süresinden önemli ölçüde azdır. İş Kanunu’nda haftalık çalışma süresi 45 saat olarak belirtilmektedir. İş yerindeki çalışma süresinin 2/3’ü oranında yapılan çalışma “kısmi süreli çalışma” olarak kabul edilir. Tam zamanlı çalışan işçi ile kısmi süreli çalışan işçi arasında haklı bir gerekçe olmaksızın ayrım yapılamaz.
Kısmi Süreli Çalışanların İş Sözleşmesi
İhbar, kıdem, yıllık izin gibi bölünemeyen haklar, kanundaki hükümlere göre uygulanır ve tam süreli çalışanlarla kısmi süreli çalışanlar aynı esaslara tabidir. Haftada sadece bir gün çalışan bir işçinin ihbar ve kıdem tazminatı, tam süreli çalışanlarda olduğu gibi, çalıştığı süre ve ücreti üzerinden hesaplanır. Yıllık izin hakkı da tam süreli çalışanlarla aynı prensiplere göre değerlendirilir. Çalışan, izin süresine denk gelen günlerde işe gelmeyerek izin hakkını kullanmış olacaktır.
Eğer ayrımı haklı kılan bir neden varsa, hafta tatili ücreti, yemek, servis gibi ayni yardımlar ve diğer ek menfaatlerde farklılıklar olabilir. Ücret ve paraya ilişkin bölünebilir haklar, (örneğin ikramiye, prim, yakacak parası gibi nakdi yardımlar) çalışma süresine orantılı bir şekilde ödenmelidir. Eşit davranma borcuna aykırı olmayacak şekilde çalışa şartlarının belirlenmesi gerekir.
Kısmi süreli çalışanların hafta tatiline hak kazanma konusundaki Yargıtay görüşü genel olarak olumsuz olsa da doktrinde iş yerindeki haftalık çalışma süresine göre kısmi süreli çalışanların da hafta tatiline hak kazanması gerektiği düşünülmektedir.
Çağrı üzerine çalışanlar, çalıştığı saat kadar ücret alanlar ve ev hizmetlerinde çalışanlar da kısmi süreli çalışan kapsamındadır. Kısmi süreli iş sözleşmesinin özel bir türü olan çağrı üzerine çalışma, işçinin yapmakla yükümlü olduğu işe ihtiyaç duyulduğunda işçi çağrılmasıdır. Çağrı üzerine çalışmanın yazılı yapılması şarttır. Koşullar, taraflarca serbestçe belirlenebilir ya da mevzuattaki hükümler uygulanır. İşçi belirlenen çalışma süresi içinde çalıştırılmasa dahi ücrete hak kazanır.
İşverenle ücretini saat üzerinden anlaşan ve çalıştığı saat kadar ücret kazanan, toplam çalışma saati üzerinden hesaplanan prim gün sayısı 30 günden az olan kişiler de kısmi süreli çalışan kapsamında değerlendirilir.
Ev hizmetlerinde çalışan kişilerin sigortalılığı ile ilgili hükümler 10 günden az ya da çok çalışmalarına göre belirlenmiştir. Tam zamanlı çalışanlar hariç, ay içinde 30 günden az ev hizmetlerinde çalışanlar da kısmi süreli çalışan kapsamındadır.
Kısmi Süreli Çalışanların Sigortalılığı
İşveren ve sigortalı arasında kısmî süreli hizmet akdinin; yazılı olarak yapılmış olması kaydıyla, ay içerisinde günün bazı saatlerinde çalışan ve çalıştığı saat karşılığında ücret alan sigortalının ay içindeki prim ödeme gün sayısı, ay içindeki toplam çalışma saati süresinin İş Kanunu’na göre haftalık çalışma süresi olan 7,5 saate bölünmesi suretiyle bulunur. Bu şekildeki hesaplamada gün kesirleri bir gün kabul edilir.
Sigorta prim günü,
Sigorta Prim Hesabı= Aylık Çalışma Süresi / 7,5
formülü kullanılarak bulunur.
Sigortalılık, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun konusu olmakla beraber, 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun‘un 45’inci maddesinde, kısmi süreli çalışanların genel sağlık sigortası primlerine ilişkin değişiklik yapılmıştı. Bu kanuna göre, kısmi süreli çalışanlar veya çağrı üzerine çalışanlar ile, ay içerisinde günün bazı saatlerinde çalışıp, çalıştığı saat karşılığında ücret alanlardan ay içerisinde 8 gün ve daha az çalışanlar için eksik günlerine ait genel sağlık sigortası primlerinin 30 güne tamamlanması zorunludur. Kısaca, Genel Sağlık Sigortası Primini 30 güne tamamlama zorunluluğu; “kısmı süreli veya çağrı üzerine çalışanlar için 8 gün ve daha az çalışanlar” olarak belirtilmektedir. Kısmi süreli bir çalışan ay içerisinde 9 gün çalıştığı taktirde genel sağlık sigortası primi ödemesine gerek duyulmamaktadır. Ev hizmetlerinde çalışanlar için ise, 10 gün ve daha fazla çalışması olanların eksik günlerine ait GSS primlerini 30 güne tamamlama zorunluluğu bulunmamaktadır.