Şeyda Aktekin
MESS Müşavir Avukatı
Çalışma süreleri düzenlemeleri ile iş ve yaşam dengesi AB’nin siyasi gündeminde önemli yer tutmaktadır. Özellikle esnek çalışma düzenlemeleri işletmelerin ve ulusal ekonomilerin rekabet edebilirliğini artıran bir araç olarak değerlendirilmektedir.
Şeyda Aktekin
MESS Müşavir Avukatı
Çalışma süreleri düzenlemeleri ile iş ve yaşam dengesi AB’nin siyasi gündeminde önemli yer tutmaktadır. Özellikle esnek çalışma düzenlemeleri işletmelerin ve ulusal ekonomilerin rekabet edebilirliğini artıran bir araç olarak değerlendirilmektedir.
Bunun yanı sıra, düşük istihdam oranlarına sahip, örneğin çocuk sahibi kadınlarla yaşlılar gibi gruplar için iş imkanlarının artırılması ihtiyacı bulunmaktadır. Bu ihtiyaca cevap verebilmek için, bazı Avrupa ülkelerinde hükümetler, çocuk bakımı için kolaylıklar getirerek iş ve aile yaşamının daha uyumlu hale getirilmesi için politikalar oluşturmaktadır.
Bu çerçevede, 2004 yılında Avrupa Yaşam ve Çalışma Şartlarını Geliştirme Vakfı, 21 AB üyesi ülkede, “Avrupa Şirketlerinde Çalışma Süresi ve İş-Yaşam Dengesi” konulu bir anket çalışması yürütmüştür. Söz konusu anket çalışması kapsamında, personel yöneticileri ile işçi temsilcilerine işyerlerindeki çalışma süresi düzenlemeleri ve iş-yaşam dengesi konusunda sorular yöneltilmiştir.
Anket, esnek çalışma süreleri, fazla çalışma, kısmi süreli çalışma ve olağandışı saatlerde çalışma (örn. vardiyalı çalışma, gece çalışması, hafta sonunda çalışma vb.), analık izni veya diğer uzun süreli izin çeşitleri ve kademeli ya da erken emeklilik gibi çeşitli çalışma süreleri düzenlemelerine yoğunlaşmaktadır. Bu çalışma biçimlerinin ortak noktası, bunların Pazartesi-Cuma tam gün çalışılan klasik çalışma modelinden gerek çalışma saatlerinin dağıtımı gerek çalışma saatlerinin zamanlaması gibi konularda farklılıklar göstermeleridir. Söz konusu düzenlemelerden bazıları çalışanların işle ilgili sorumluluklarını, aile yaşamından kaynaklanan yükümlülükleri ile bağdaştırabilmelerine olanak sağlamaktadır.
Daha yüksek bir iş tatmini
Söz konusu anket, çalışma sürelerinde esneklik uygulamalarından hem işçilerin, hem de işverenlerin yarar sağlayabileceklerini göstermektedir. Ankete göre her iki taraf da, çalışma sürelerinde esneklik uygulamalarının, çalışma saatlerinin iş yüküne daha iyi uydurulmasına neden olduğu görüşünü taşımaktadır. Bunun da daha yüksek bir iş tatminine neden olduğu işçi ve işveren kesimlerince sık sık vurgulanmaktadır.
Anket sonucunda personel yöneticilerince, ortalama olarak 10 veya daha fazla işçi çalıştırılan işyerlerinin %48’inde çalışma saatlerinin, işgücünün en az bölümünün isteklerine göre ayarlandığı esnek çalışma biçimlerinin bulunduğu ifade edilmiştir.
Dört çeşit esnek çalışma bulunuyor
Esnek çalışma kavramından; “çalışanların kişisel ihtiyaç ve tercihlerine göre günlük çalışma süresinin başlangıç ve bitiş saatlerini değiştirmelerine olanak tanıyan çalışma süresi düzenlemeleri” anlaşılmaktadır. Esnek çalışma modellerine baktığımızda bu uygulamaların pratikte nasıl yapıldığı ile yasal çerçevelerinin nasıl çizildiği konularını birbirinden ayırmak gerekmektedir. Günlük çalışma süresinin başlangıç ve bitiş saatlerinin değiştirilmesi olanaklarının ve bunun sınırlarının çerçevesi, genellikle toplu iş sözleşmesi veya işverenin yazılı talimatı ile çizilmektedir. Bununla birlikte, özellikle küçük işletmelerde esnek çalışma modelleri herhangi bir yazılı kurala bağlı olmadan uygulanmaktadır.
Anket sonuçlarına göre; AB düzeyinde denkleştirme ya da borçlanma süresi baz alınarak dört çeşit esnek çalışma bulunduğu söylenebilir:
- Günlük çalışma süresinin başlama ve bitiş saatlerinde çeşitlilik gösteren ancak saatlerin biriktirilmesinin söz konusu olmadığı esnek çalışma biçiminde yalnızca günlük çalışmaya başlama ve bitiş saatleri esnektir, fiilen çalışılan günlük çalışma süresinde bir esneklik bulunmamaktadır. Örneğin çalışanın işe bir saat geç başlaması halinde, çıkışta da bir saat geç çıkması gibi. Bu esnek çalışma biçimi ankete katılan işyerlerinin %16’sı tarafından uygulanmaktadır.
- Bir başka esnek çalışma biçiminde ise, belirli sınırlar dahilinde biriktirilmiş çalışma sürelerinin bir haftalık ya da bir aylık zaman süresinde borçlanılmasına imkan tanınmaktadır. Ancak bu tip çalışma, tüm günün tatil edilerek çalışılmadan geçirilmesine izin vermemektedir. Bunun anlamı, uzun çalışılan günlerin, bir hafta ya da bir aylık bir süre içinde, bazı günler daha kısa çalışılarak telafi edilebilmesidir. Bu esnek çalışma biçimi ankete katılan işyerlerinin %7’si tarafından uygulanmaktadır.
- Daha gelişmiş esnek çalışma biçimlerinde, çalışanlara birikmiş saatlerini tüm gün çalışmayarak telafi edebilmelerine imkan tanınmaktadır. Bu esnek çalışma biçimi ankete katılan işyerlerinin %12’si tarafından uygulanmaktadır.
- En yüksek düzeyde esneklik sağlayan çalışma biçiminde ise, birikmiş sürelerin daha uzun zaman dilimlerinde, sıklıkla da yıllık olarak denkleştirilebilmesine imkan sağlamaktadır. Bu esnek çalışma biçimine “cari hesap yönetimi” veya “yıllık çalışma saatleri” isimleri verilmektedir. Söz konusu yöntem, ankete katılan işçilerin %13’ü tarafından uygulanmaktadır.
Ankete göre, çalışma süresinde yapılan düzenlemelerle sağlanan esneklik derecesi ülkeden ülkeye değişmektedir. Örneğin Almanya ve Avusturya’da, birikmiş saatlerin sonradan serbest zaman verilmesi şeklinde telafisine imkan tanıyan cari hesap yöntemi uygulanırken; Güney Avrupa ülkelerinde bu uygulama esnek çalışma süresi düzenlemeleri yapan işletmelerin yarısından da az bir kısmında görülmektedir. Bu durum, Güney Avrupa ülkelerinde esneklik uygulamalarının yazılı bir kurala bağlı olmadan ve resmiyete dökülmeden uygulandığına işaret etmektedir.
Neden esnek çalışma?
Anket sonuçları esnek çalışma süreleri düzenlemelerinin aşağıdaki nedenlerden dolayı yapıldığını ortaya koymaktadır:
- Fazla çalışma ücretlerinin azaltılması,
- Çalışma saatlerinin iş yükündeki değişikliklere daha uyumlu hale getirilmesi,
- Çalışanların iş yaşamıyla aile ya da özel hayatlarını daha iyi bağdaştırmalarına imkan tanınması,
- İş ve ev arasındaki gidiş ve geliş problemleriyle başa çıkılması.
Anket, çalışma sürelerinde esneklik düzenlemelerinin aşağıdaki olumlu etkilere neden olduğunu da ortaya koymaktadır.
- Fazla çalışma ücretlerinde azalma,
- İş yükünün uyumunda iyileşme,
- İşe devamsızlığın azalması
- İş tatmininin yükselmesi.
Kaynak: MESS İşveren Dergisi, Şubat 2007