Son zamanlarda gündemi sıkça meşgul eden Kıdem Tazminatı Fonu hakkında, birkaç yıllık geçmişe bakıp kat edilen yolu inceliyoruz.
Kıdem Tazminatı Fonu konusunda bilinen ilk resmî görüş Ekim 2013’te geldi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yayımladığı 6 sayfalık rapor; radikal değişimlerin habercisiydi. Tazminat durumunun ortadan kalktığı, ihbar tazminatı hakkında da bilgi verilmediği için “kıdem tazminatının kaldırılması” yönünde değerlendirilen rapor; tüm çalışanları kapsıyordu. Olası bir değişimden, emeklilik dönemine yaklaşmış olan çalışanlar da etkilenecekti. Fonda biriken paraların ilk kullanım hakkı için 15 yıl sigortalılık ve en az 3600 gün prim şartı konulurken; biriken paranın yarısı çekilebiliyordu. Ölüm, emeklilik veya kendi işini kurma durumunda ise biriken paranın tamamı çekilebiliyordu.
Kıdem Tazminatı’nda Kritik Toplantı
11 Kasım 2013’te, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile sendikalar arasında bir toplantı gerçekleşti. Bu toplantı öncesinde dönemin bakanı Faruk Çelik; “Kıdem tazminatı kalksın demiyoruz, Türkiye’deki 11 milyon çalışan arasındaki 9,5 milyon işçinin sorunlarına dönük fon hesabının oluşturulmasını istiyoruz.” sözlerini sarf etmişti.
Toplantı sonrasında ise, ‘fon’ tanımı gelmişti.
Bakan Çelik, “Fon dediğimiz şey, 12 ay zorunluluğu kaldırıp aylık çalışma zorunluluğu getirmek. Bir ay çalışanın da tazminatını alabilmesi ve güvenceli bireysel hesabına aylık tazminatının yatması…” sözleriyle Kıdem Tazminatı Fonu’na değinmişse de toplantıdan taraflar bir sonuca varamamıştı…
Torba Yasa’da Kıdem Tazminatı
2014’ün Temmuz ayında yayımlanan 11 maddelik Torba Yasa’da ise Kıdem Tazminatı’na ilişkin düzenleme yer alıyordu. Bu torba yasaya göre, alt işverenin değişip değişmemesinden bağımsız olarak aralıksız bir şekilde aynı kamu kurum ve kuruluşuna ait iş yerinde çalışanların kıdem tazminatına esas hizmet süreleri; toplam çalışma süresi ile tespit edilecekti. Kıdem tazminatı, son kamu kurum ve kuruluşunca işçinin banka hesabına aktarılacak ve iş yerinin bütçesine bakılmaksızın ödeme yapılacaktı.
İşçilere ödenecek kıdem tazminatı, kamu kurum veya kuruluşları arasında kendi payları oranında dağıtılacak. Buna göre, kamu kurum veya kuruluşu işçiye kıdem tazminatını öderken, bu kıdem tazminatının diğer kamu kurum veya kuruluşlarında geçen hizmet süresine ilişkin kısmını o kurumdan tahsil edecek. Ancak merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri arasında buna göre tahsil işlemi yapılmayacaktı.
BES, Fonun Ön Hazırlığı mı?
2016 yılında yürürlüğe konulan Bireysel Emeklilik Sistemi, yıllardır üzerinde çalışma gerçekleştirilen Kıdem Tazminatı Fonu için bir ön hazırlık olarak değerlendirilebilir. Şöyle ki; emeklilik devlet üzerinde, kıdem tazminatı ise hem çalışanın hem de işverenin üzerinde yük olarak görünüyor. BES ile emeklilik, Kıdem Tazminatı Fonu ile de kıdem tazminatı ödemeleri esasında tek bir fon üzerinden yürütülerek çalışma barışı yaratma konusunda bir hamle olarak kabul edilebilir mi?
Haziran’da Farklı Bir Taslak
Halen bir tasarı hâlinde olan Kıdem Tazminatı Fonu hakkında son olarak 2016 yılının Haziran ayında bir taslak netleştirildi. Bu tasarıya göre; her personel adıma işyerinden bağımsız olarak kişinin kendi adına hesap açılacak, kıdem hak edişleri bu hesapta birikecekti ve kişinin tüm çalıştığı şirketlerde aynı hesap kullanılacaktı.
Tasarı, çalışmaya devam eden ya da yeni çalışmaya başlayan herkesin aynı anda sisteme geçiş yapması üzerine geliştirilmişti. Önceki hak edişler konusunda ise bir netlik bulunmuyordu. Fona yalnızca işveren katkı yapacak, işçi bir prim ödemesi gerçekleştirmeyecekti. Prim ödemeleri devlet garantisinden çıkarılıyor ancak primleri ödememiş işverenler için hukukî sürecin işletilebileceği belirtiliyordu. Kıdem Tazminatı Fonu’nun yönetimi ise, Bireysel Emeklilik Şirketleri’ne bırakılmıştı.
Evlilik ve askerlik gibi durumlardan ötürü iş çıkışında kıdem tazminatı almak isteyen işçiler için 10 yıl çalışmış olma şartı aranacakken; 15 yıl ve 3600 prim günü şartını sağlayan işçiler için her bir kıdem yılı için 30 günlük ücreti kıdem tazminatı fondan çekilebiliyordu. Çalışanlar, kıdem tazminatı fonundaki tüm hak edişi ise emekli olurken alabiliyordu.
Son Görüşler
Son olarak Nisan 2017’de; Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli Kıdem Tazminatı Fonu çalışmalarında sona gelindiğini ifade etti. Birikmiş olan kümüle kıdem tazminatlarının aynı anda ödenmesi hâlinde Türkiye’de bu yükün altından kalkabilecek kaç firma olduğunu bilemediklerini ifade eden Canikli; bunu bir yüke benzeterek “Bu yük kalktığında firmalarımızın uluslararası piyasalardaki değeri artacak. İşçilerimizin haklarında ise kesinlikle bir geriye dönüş olmayacak.” sözlerini sarf etti.
Boşandığım eşimle 3 yıl sonra yeniden barıştık ve iş yerimde 4 yıldır çalışmaktayım nikah çıkışı yaparak kıdem tazminatımı alabilir miyim