Tahmini okuma süresi: 7 dk.
Türkiye’de iş hayatında işçi açısından artık çok sık karşı karşıya kaldığımız bir terim olan ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu ile birlikte, 01/07/2012 tarihinden itibaren yasal düzenlemelerde yer verilen “mobbing” (bezdiri, psikolojik şiddet) birçok kişi tarafından kelime olarak biliniyor olmasına rağmen, uygulamada çoğu kişi bu duruma müdahale edebilme noktasına gelemiyor. Zira insanlar mobbinge maruz kaldıklarında içinde bulundukları durumun ve mobbinge uğradığının farkında değil. Türkiye’de birçok çalışan; işverenleri, amirleri, çalışma arkadaşları tarafından çeşitli nedenlerle fakat aynı amaçla mobbinge maruz kalıyor. Azınlık kısmı bu durumun farkında olmasına rağmen ne yapması gerektiğini bilmiyor ya da cesaret edemiyor, büyük bir çoğunluğu ise bir mobbing mağduru olduğunun farkına bile varamıyor.
Hiç anlam veremediğiniz bir şekilde işten mi uzaklaştırılıyorsunuz? Yaptığınız işler yok mu sayılıyor? Bütün gün masanızın başında yalnızlığa mı itiliyorsunuz? Sürekli çalışma yeriniz ve göreviniz mi değiştiriliyor? Herkes rahat çalışırken siz ağır iş yükü nedeniyle mola dahi veremiyor olmanıza rağmen yaptığınız iş beğenilmiyor mu? Ya da kimse size iş vermiyor ve günlerdir bomboş oturuyor musunuz? Yahut anlamsız ve kalitesiz işleri yapmak zorunda mı bırakılıyorsunuz? Sürekli horlanıyor, bağırılıyor, telefonla rahatsız ediliyor, sıklıkla eleştiriliyor, yaptığınız iş beğenilmeyerek aşağılanıyor musunuz? Bu tür ölçüyü aşan ve abartılı uyarılara çalışma arkadaşlarınızın yanında mı maruz kalıyorsunuz? Sürekli olarak toplu organizasyonlara dâhil edilmiyor, dışlanıyor musunuz? Boyunuz kısa ya da aşırı uzun, sesiniz tiz ya da aşırı kalın, kilolu ya da aşırı zayıfsınız diye yalnız mı kalıyorsunuz? Kadın olduğunuz için farklı muameleye mi maruz kalıyorsunuz? Siz de bir mobbing mağdurusunuz.
Mobbing, Türk Dil Kurumu’nun tanımlaması ile “Bezdiri”, Türkiye’de ne işveren ne de çalışan tarafından yeterince biliniyor. Pek çok insan işyerlerinde psikolojik tacize uğramasına rağmen nereye başvuracaklarını, ne tür haklarının olduğunu, ne yapacaklarını bilmiyor. Hatta bir çoğu bu psikolojik travma nedeniyle işten ayrıldıktan sonra dahi uzunca süre bu durumun etkisinden çıkamıyor, kendine olan güvenini kaybediyor, bu durum onun iş hayatını bitirmiş olmakla birlikte özel hayatına da müdahale edecek seviyeye gelebiliyor.
Uluslararası Hukukta eski bir kavram olan mobbing, Türk Hukukunda yerini ilk olarak 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu ile almış. Öncesinde, 19 Mart 2011 tarihinde ise “İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi” konulu Genelge yayınlanmıştır. Bu konudaki ilk karar, daha eski bir tarihe dayanmaktadır: “Tülin Yıldırım” davası olarak bilinen, Tülin Yıldırım tarafından 2006 yılında Jeoloji Mühendisleri Odasına karşı mobbing nedeniyle açılan tazminat davasından verilen karar 2008 yılında Yargıtay tarafından onanmış ve Türkiye resmi olarak “mobbing” kelimesi ve müessesi ile karşı karşıya kalmıştır.
Mobbing, insanı yıldırmak amacıyla kasıtlı olarak yapılan bir psikolojik tacizdir. Mobbing ile asıl hedeflenen, kişinin onur ve saygınlığı yönünden çaresiz bir duruma itilmesidir. Bir veya birkaç çalışanın ya da işverenin, bir çalışan üzerinde planlı ve sistematik olarak uyguladığı baskıdır. Doğrudan çalışanı yıldırma amacına yönelik olan, yaş, ırk, cinsiyet gibi herhangi bir ayrımcılık olmadan, taciz, rahatsız etme ve kötü davranış yoluyla düzenli olarak uygulanan saldırganlıktır. Amaç işçiyi yıldırmaktır ve kasıtlıdır. Kişinin saygısız ve zararlı bir davranışın hedefi olmasıyla başlar. Genellikle işveren veya işveren vekili tarafından, çalışana işçilik haklarını ödememek, bu baskılar sonucu işçinin işten ayrılmasını sağlayarak kıdem-ihbar tazminatı ile işe iade davası gibi şirket açısından büyük bir mali riskten kurtulmak amacıyla uygulandığı görülür.
İşyerinde/çalışma ortamında;
- Belirli bir kişiyi hedef alan,
- Uzun süre devam eden,
- Olumsuz davranışlar,
bütününü ifade eden “mobbing”, Türkçe’de “işyerinde ruhsal taciz” veya “psikolojik şiddet” terimleri ile kullanılıyor. Bir şiddet türü olan mobbing; işyerinde gerçekleşen, bir veya daha fazla kişi tarafından, bir veya daha fazla kişiye, sistemli bir şekilde, düşmanca ve ahlakdışı bir yaklaşımla, süreklilik gösteren bir sıklıkla, çeşitli sebepleri olabilen, kişiyi sindirme maksadı ile, kişinin özgüvenine uygulanan, psikolojik hatta fiziksel, saldırgan, davranışları ifade eder. Tek bir hareket ya da tek bir olay başlı başına mobbing değildir.
Mobbing’e bir kurum veya organizasyon içerisindeki her birey maruz kalabilir. Mobbing’in, özel ya da kamu, her türlü işyerinde olması mümkün olup, herhangi bir çalışan da mobbing mağduru olabilir. Çoğunlukla üstün asta yaptığı görülüyor olmakla birlikte, mobbing eşit düzeyde olan çalışanların bir diğerine uygulaması ile veya astın üste uygulaması ile de olabilir. Mobbing; üst, yani genellikle yönetici, tarafından alt düzeydeki personeli hizaya getirmek ve kendisine karşı yapılabilecek itaatsizliği engellemek amacıyla yapılır. Aynı düzeyde bulunan personel arasında yapılan mobbing’in nedeni ya kıskançlık ya da korkudur. Astın üstüne mobbing yapmasının nedeni ise ya alt düzey personelin yapılacak değişikliklerde karar sürecine dâhil edilmemesi ya da üstünü yıldırıp pozisyonunu ele geçirmek amaçlıdır.
İş sağlığı ve işyeri güvenliği; işçilerin çalışmaları sırasında, işyerinde tehlikelere maruz kalmamaları için gerekli tüm önlemlerin işveren tarafından alınmasını, gerekli uyarıların yapılmasını ve azami dikkatin gösterilmesini gerektirir. İşveren, çalışanına saygı göstermek, sağlığının herhangi bir nedenle zarar görmesine engel olmak, iş sağlığı ve işyeri güvenliğine uygun bir çalışma ortamı kurmak ve bunu korumakla yükümlüdür. İşyerinde; sağlıklı bir iş ortamında; roller ve iş tanımları açıktır, hedefler ortak ve paylaşılmıştır, ilişkiler açıktır, stratejiler açık ve samimidir, doğrudan iletişim vardır. Mobbing’in yayıldığı iş ortamında ise; roller ve ilişkiler belirsizdir, mobbing mağduru açısından ileriyi görmek olanaksızdır, stratejiler anlamsız ve belirsizdir. Sağlıklı bir iş ortamını sağlamak için işverenin yükümlülükleri ağır olmakla birlikte işçinin de üzerine düşen görevi yerine getirmesi, bir arkadaşının mobbing mağduru olduğu kanaatine ulaşması halinde yetkililere durumu aktarması veya mobbing mağduru olduğunu anlamasıyla yine üstlerinden destek isteyerek bu tacizin durdurulmasını istemesi gerekir. Mobbing işyerinde bulaşıcı hastalık gibidir. Mağdur çalışanın mesleki bütünlüğünü ruhsal sağlığını zedeler, kendine olan güvenini sarsar, sürekli endişe, uyku düzensizliği, alınganlık, depresyon, panik atak ve travma gibi sağlık sorunlarına neden olur.
Bu nedenle bu konuda gelen ihbar ve taleplere dikkat edip gerekli önemin gösterilmesi işveren açısından büyük önem arz etmektedir. Mağdur ise; yapılan tüm uyarılara ve taleplere rağmen devam eden psikolojik tacize katlanmak zorunda değildir, sözleşmesini haklı nedenle feshedip tüm yasal haklarını kullanabilir.
Saygılarımızla,
Egemenoğlu Hukuk Bürosu