İkale ve İş Sonu Tazminatında İhbar Tazminatı
İkale ve İş Sonu Tazminatında İhbar Tazminatı

İkale ve İş Sonu Tazminatında İhbar Tazminatı

İkale sözleşmesi işçi ve işverenin karşılıklı olarak anlaşarak iş sözleşmesine son vermeleridir. Şartları ve sonuçları çoğunlukla yargı kararları ve Türk Borçlar Kanununda yer alan genel sözleşme hükümlerine göre belirlenir.

İkale sözleşmesi ile işçiye sunulan maddi menfaatler normal kıdem ve sair haklarının biraz üzerinde olmakta ve özellikle alternatif kazançları da hesaplanarak arabulucu ya da ikili anlaşmalarda ödeme kalemleri belirlenir. İkale sözleşmesi her ne kadar bozma sözleşmesi olarak lanse edilse de aslında taraflar arasında mutabakatın sağlandığı Yargısal süreçlerin takip edilmeyeceği hususları barındırır. İşçi ile işveren arasında sağlanan mutabakat ile işçi dava haklarından (özellikle işe iade davası) vazgeçmektedir.

İşveren ise işçisine sunduğu maddi menfaatlerde, normal kıdem ve ihbar tazminatlarının da üzerine bir takım tazminat kalemlerini de ekleyerek anlaşma yoluna gitmektedir. Örneğin, kıdem ve ihbar tazminatlarının yanı sıra işçi dava yoluna gitse idi alacağı diğer ödeme kalemlerinin de hesaplanarak işçiye vermekte ve yargı yolunu kısmen de olsa kapatmaktadır. İşçinin kıdem ve ihbar tazminatlarının yanı sıra iş sonu tazminatı, boşta geçen süre ücreti, iş güvencesi tazminatı ve sair haklara karar verilebilir.

Ödenen tazminatların ya da maddi menfaatlerin vergisel durumunda ise kimi zaman gri bölgelere hitap ettiği için sosyal güvenlik prim kesintileri ile vergi kesintileri aşamalarında bir takım boşluklar oluşmaktadır.

İkale ve iş sonu tazminatında ihbar tazminatının ödenmesi ve yasal kesintilerin uygulanması aşamasında da yine gri alanların doldurulması bakımından Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından verilen 09.09.2021 tarihli karar son derece önemlidir.

İhbar Tazminatı

İhbar tazminatı işçi ve işverene müteselsil sorumluluk yükleyen bir tazminat olup, İş Kanunun 17.maddesi gereği ihbar önelleri ışığında hesap edilmekte ve ödenmektedir.

-İşi 6 aydan az sürmüş işçi için 2 hafta,

-İşi 6 aydan fazla 1,5 yıldan az sürmüş işçi için 4 hafta,

-İşi 1,5 yıldan fazla 3 yıldan az sürmüş işçi için 6 hafta,

– İşi 3 yıldan fazla sürmüş işçi için 8 haftalık ihbar önelleri belirli durumlarda ihbar tazminatına dönüşmektedir.

27.03.2018 tarihi öncesinde ödenen ihbar tazminatlarının vergisel durumu;

09.09.2021 tarihli Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’nca 27.03.2018 tarihli değişiklik öncesinde imzalanan ikale sözleşmesi veya karşılıklı sonlandırma sözleşmesi kapsamında ödenen ihbar tazminatının ücret niteliğinden olup olmadığına ve bu bağlamda gelir vergisine tabi tutulup tutulmayacağına dair bir uyuşmazlık ile ilgili karar verilmiştir.

27.03.2018 tarihli değişiklik öncesi atfedilen mevzuat;

1-193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Tazminat ve yardımlarda” başlıklı 25. maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı ile birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin, 7162 sayılı Kanun ile değişmeden önceki hali:

“Aşağıda yazılı tazminat ve yardımlar Gelir Vergisinden müstesnadır:

1. Ölüm, engellilik, hastalik ve işsizIik sebepleriyle (işe başIatmama tazminatı dahil) verilen tazminat ve yapılan yardımlar,”

2-193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Tazminat ve yardımlarda” başlıklı 25.maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin, 7162 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle değişik hali:

”1. ölüm, engellilik ye hastalık sebebiyle verilen tazminat ve yardımlar ile 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik sigortası Kanunu uyarınca ödenen işsizlik ”ödeneği ve 225i/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa göre ödenen işe başlatmama tazminatı;”

3-  193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinin, 7103 sayılı kanun ile değişmeden önceki hali:

’7. 1475 ve 854 sayılı Kanunlara göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 5953 sayılı Kanuna göre Ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları (hizmet ifa etmeksizin ödenen “ücretler tazminat sayılmaz.)”

27.03.2018 tarihli değişiklik sonrası atfedilen mevzuat;

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fikrasinin (7) numarali bendinin, 27/03/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7103 sayili Kanun’un 5. maddesiyle değişik hali:

“7. a) 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı lş Kanunu ve 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz iş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın mesleğinde çalışanlarla çalıştıranlar arasındaki Münasebetlerin Tanzimi hakkında Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığı aşmayan miktarları (Hizmet ifa etmeksizin ödenen ücretler tazminat sayılmaz).

b) Hizmet erbabının tabi olduğu mevzuata göre bu bendin (a) alt bendinde belirtilen istisna tutarının hesabında dikkate alınmak şartıyla, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ihale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler  ve yardımlar (Bu bendin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.)

5-193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilgili kısmı:

”Ücret, işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakki, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır.

2-Evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatler,”

6-27/03/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7103 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle eklenen, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesinin üçüncü fıkrasının (7) numaralı bendi:

”7-Hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar.”

7- 193 sayılı Kanun’a, 30/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7162 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle eklenen geçici 89. madde:

“27/3/2018 tarihinden önce karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisi, hizmet erbabının düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davadan vazgeçmeleri şartıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanununun  düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca red ve iade edilir.

Bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere vazgeçilen davalarla ilgili olarak yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmez.

Hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunan iade talepleriyle ilgili olarak bu madde hükümleri uygulanmaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

Yukarıda değişiklik öncesi ve sonrası mevzuat hükümlerini kısa hatırlattıktan sonra 09.09.2021 tarihli Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’nca verilen kararı özetleyecek olursak, İş sözleşmesi 27.03.2018 tarihinden önce imzalanan bir ikale sözleşmesi veya karşılıklı sonlandırma sözleşmesi ile son bulması durumunda işçiye ödenen ihbar tazminatının ücret geliri niteliğinde olduğu ve gelir vergisine tabi tutulması gerektiği yönünde olmuştur.

Hakkında Datassist Admin

Göz atın

İhbar Süresinde Kısmi Uygulama Mümkün Mü?

İhbar Süresinde Kısmi Uygulama Mümkün Mü?

İhbar Süresinde Kısmi Uygulama Mümkün Mü?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir