Son yıllarda işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıkların Türk Hukuk Sistemi içerisinde dava edilen dosya sayısı bakımından önemli ölçüde fazla olması sebebi ile, Kanun koyucu “Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri” nden biri olarak “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” müessesesi işlevsel hale getirilecektir. İşçi ve işverenin anlaşmazlık durumunda ilk başvuracağı merci mahkemeler olmaktan çıkacak, sorunun çözümü için ilk basamak olarak Arabulucuya Başvurma yolu zorunlu olacak.
Yargıtay’ dan alınan istatistiki verilere göre 2016 yılında bakılan yaklaşık 780 bin hukuk uyuşmazlığının neredeyse %30 u iş uyuşmazlıklarından kaynaklanmaktadır. Bu durum da İş Mahkemelerinin yükünü ağırlaştırmakta ve Kanun koyucunun duruma müdahalesi ile iş mahkemelerinin yükü hafifletilmek istenilmektedir.
Aynı zaman arabulucuya başvuru zorunluluğu ve özel hakeme başvuru durumları hem iş mahkemelerinin yükünü hafifletmede etkili olmakta, hem de Kamu Yararı gereği uyuşmazlıkların çözümü uzun süren mahkeme süreçlerinden arındırılarak adaletli ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilme hedefi görülmektedir.
Kanundan, bireysel iş sözleşmesinden ya da toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçi ve işveren alacak ve tazminatı ile işe iade taleplerinde dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak öngörülmektedir.
Arabulucuya başvurma zorunluluğu için kanuna veya bireysel ya da toplu iş sözleşmesine dayanan alacak ve tazminat talebinin iş ilişkisinden kaynaklanması gerekmektedir. Bu talebe ilişkin olarak tarafların işçi ve işveren olması ve taleplerin birbirlerine karşı ileri sürülmüş olması şarttır.
İşçi ve İşveren Hangi Uyuşmazlıklarda Arabulucuya Gidecek?
İşçi tarafından talep edilebilecek;
- kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, ayrımcılık tazminatı, sendikal tazminat, ücret, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil günü ücreti ile,
İşveren tarafından talep edilebilecek,
- İhbar tazminatı, cezai şart, avansın iadesi ve eğitim gideri gibi
Alacak ve tazminat kalemleri için dava açmadan önce hazırlanan madde kapsamında arabulucuya başvurulması zorunlu olacaktır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmının 6. bölümünde düzenlenen “Hizmet Sözleşmeleri” (Genel Hizmet Sözleşmeleri, Pazarlamacılık Sözleşmeleri ve Ev Hizmeti Sözleşmeleri) kapsamında kalan işçi ve işveren arasındaki alacak ve tazminat talepleri için de arabulucuya başvuru zorunluluğu dava şartı olarak kabul edilmekte ve bu tür uyuşmazlıklar iş mahkemelerinin görevine dahil edilmektedir.
Diğer taraftan işçi ve işveren arasındaki haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme nedenlerinden doğduğu iddia edilen ve iş ilişkisinden kaynaklanan alacak ve tazminat talepleri için de arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak öngörülmektedir.
Örnek:
İşçi veya işverenin iş ilişkisi kapsamında birbirine hakaret etmekten kaynaklanan ya da işçinin işyerindeki işverene mal veya malzemelere zarar vermesinden doğan tazminat talepleri de arabulucuya götürülecektir. Fakat; işverenin kiracısı olan bir işçinin kira borcunu ödememesinden kaynaklanan ( yani iş ilişkisinden doğmayan) alacak, kira alacağı olarak nitelendirilerek her ne kadar işçi ve işveren anılan uyuşmazlığın tarafları da olsalar arabulucuya başvuru zorunluluğu burada hüküm bulmayacak ve genel hükümlere tabi tutulacaktır.
Arabulucuya başvuru zorunluluğunun dava şartı olarak kabul edilmesi, iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi veya manevi tazminat davaları ile bunlarla ilgili rücu davaları hakkında uygulanmayacaktır.
Not: Çalışma hayatımızı düzenleyen Kanun ve türev mevzuatında önemli konularda değişiklik getirecek yukarıda bahsettiğimiz ve sizlere sunduğumuz bilgiler, Meclis Komisyonunda bulunan “TASARI” gereği hazırlanmış olup yazımızın yayınladığı tarihte henüz yürürlük kazanmamıştır.
Feti SAVRAN
Sosyal Güvenlik Denetmeni
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Uzmanı
Hukuk Bilirkişisi