Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) yaptığı araştırma, Türkiye’de kadın istihdamının Avrupa Birliği (AB) standartlarına ulaşması için en az 2.5 kat daha artması gerektiğini ortaya koydu. Araştırmaya göre, Türkiye’de kadın istihdamı yüzde 24.3’lük oranıyla AB üye ve aday ülkeleri içinde en düşük düzeyde. Bu oran, 2004’te, 2003’e göre yüzde 4.4 geriledi ve kadın istihdamının en fazla daraldığı ülke ünvanını Türkiye kazandı.
TİSK’in “Avrupa İstihdam Stratejisi ve İşgücü Piyasası Gelişmeleri” başlıklı araştırmasına göre, 2004’te Türkiye’de toplam istihdam oranı yüzde 46.1 oranında gerçekleşirken, 2000-2004 döneminde toplam 2.7 puan daraldı. AB’nin 2000’de kabul ettiği Lizbon Stratejisi ise, 2010’a kadar AB’de ortalama istihdam oranının yüzde 70 ve kadın istihdam oranının ise yüzde 60’a çıkartılmasını amaçlıyor. Türkiye’nin ise bu hedefe ulaşabilmesi için, genel istihdam oranında 23.9 puanlık gelişme kaydetmesi gerekiyor. TİSK’e göre, AB’nin toplam ortalama istihdam hedeflerine ulaşılması için mevcut istihdam oranının 1.5 kattan fazla artırılması gerekiyor.
Türkiye’de 35 milyon 328 bin kadın yaşarken, bunların 22 milyon 825 bini çalışma çağında bulunuyor. Türkiye’nin kadın istihdamı konusunda Lizbon Stratejisi kapsamındaki 2010 hedeflerine ulaşabilmesi için, 4.5 yılda 35.7 puan düzeyinde kadın istihdamını artırması gerekiyor. Bu da Türkiye’deki kadın istihdamının 4.5 yılda 2.5 kat artmasını gerektiriyor. Araştırma, Türkiye’deki yaşlı istihdamının da 16.8 puan artması gerektiğini gösteriyor. Halen, Türkiye’deki yaşlı istihdamı yüzde 33.2 düzeyinde bulunuyor.
Genç kızların yarısı ‘hiç birşey’ yapmıyor
TİSK Genel Sekreteri Bülent Pirler, Türkiye’de 15-19 yaş arası kızların yüzde 44.3’ünün, erkeklerin de yüzde 22.6’sının ne okula gittiğini, ne de çalıştığını söyledi. OECD üyesi diğer 29 ülkede ise bu oranın erkeklerde yüzde 8.1, kızlarda ise yüzde 8.2 olduğuna dikkat çeken Pirler, “Türkiye’deki tablo ürkütücüdür. 2003’te 8 yıllık temel eğitim çağında bulunan kızların yaklaşık yarısı, erkeklerin dörtte biri okuma imkanından mahrumdur. Bu aralar özellikle okula göndermede kız-erkek ayrımının hala bütün şiddetiyle sürdüğünü ortaya koyuyor. Bir an önce harekete geçilmeli” dedi.
Kaynak: Referans Gazetesi