Belirli süreli sözleşmeler özellikleri gereği, sürelerinin sonunda ya da tarafların birbirlerine sözleşmeyi yenilemeyeceklerini beyan etmesi durumunda, süresi sonunda fesih olur. Fakat fesihler her zaman sözleşme süresi bitiminde yapılmayabilir. Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Süresinden Önce Feshi durumları söz konusu olduğununda bunun sonuçlarının her iki taraf için de neler olduğunu bu yazımızda anlatacağız.
Süresinden Önce Fesih Türleri
Olağan sona ermesi dışında bazen süresinden erken fesih de söz konusu olmaktadır. Taraflardan birinin beyanı ile sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi iki taraf için de cezai bir takım sonuçlar doğurabilir. Bu durumda sözleşmenin kim tarafından hangi nedenle feshedildiği önem taşımaktadır. Süresinden önce yapılan fesih 4857 Sayılı İş Kanunu Madde 24 ve 25’te belirtilen haklı bir nedene dayanılarak yapılabilir. Haklı nedenle feshedilmiş sözleşmeler için tazminatlar konusunda yasada belirlenen şartlara ve durumlara göre işlem yapılır. Bu nedenler dışında bir nedene dayandırılan fesihler geçersiz fesih olmaktadır. Geçersiz fesihler için alacak durumları Borçlar Kanunu hükümlerine göre değerlendirilir.
Cezai Şart
Süresinden önce haksız feshedilmiş sözleşmeler için öncelikle eğer sözleşmede taraflar için belirlenmiş bir cezai şart var ise fesheden taraf bu cezai şartı ödemek zorunda kalır. Bu cezai şart sözleşmede hem işçi için hem de işveren için olmalıdır. Sözleşmeye yalnızca tek taraf için cezai şart konulamaz. Usulüne uymadan sözleşmeyi fesheden taraf bu cezai şartı yerine getirmekle yükümlüdür.
Sözleşmede belirtilen cezai şart işçinin ödeyemeyeceği kadar yüksek bir tutarsa, mahkeme kararı ile makul bir seviyeye indirilebilir.
İşverenin Süresinden Önce Haksız Feshi – Kalan Bakiye Ücreti
Eğer sözleşmeyi süresinden önce haksız fesheden taraf işveren ise, cezai şarta ek olarak Borçlar Kanunu hükümlerine süre bitimine kadar olan ücretini işçi, işverenden talep edebilir. Bu ücrete kalan bakiye ücreti ya da bakiye süre ücreti denmektedir. Kalan bakiye ücreti yalnızca işçinin isteyebildiği bir ücrettir. İşveren işçiden böyle bir ücret talep edemez.
Kalan bakiye ücreti tarafların belirlediği bir tutar olmaktan çok, mahkemenin belirlediği bir tutardır. Hesaplamasında işçinin maddi kaybı ve kazancı, gelir gider dengesi gibi birçok kıstas göz önünde bulundurularak hesaplanır. İşçi bu süreçte başka bir işte çalışmışsa buradan sağladığı kazanç bu sürelerin ücretinden düşülür. Bu süreler çalışılmayan süreler olduğu için üzerinden SGK payı ödenmez.
Hâkim bütün durum ve koşulları göz önünde bulundurarak miktarını serbestçe belirleyeceği bir ek tazminatın da işçiye ayrıca ödenmesine karar verebilir, ancak belirlenecek tutar işçinin 6 aylık ücretinden fazla olamaz. Bu tazminat bakiye süre ücretinin yanında ayrıca bir tazminattır ve işvereni cezalandırma amacı taşır.
Görüldüğü gibi süresinden önce işverence haksız feshedilen bir iş sözleşmesi cezai şartın, bakiye süre ücretinin ve hatta ek bir tazminatın bile söz konusu olabileceği yüklü miktarda ödemelere sebep olabilmektedir.
İşçinin Süresinden Önce Haksız Feshi
Aynı haksız feshi işçi gerçekleştirdiğinde de işveren iş sözleşmesinde belirtilmiş olan cezai şartı işçinin ücretinden tahsil eder. Bunun yanında uğradığı mali zararı Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde işçiden talep edebilmektedir. Fakat buna karşılık direkt olarak işçinin ücretinden bir kesinti yapamaz. İşveren bu talebini 30 gün içerisinde dava veya takip yoluyla yapabilir. Aksi takdirde tazminat isteme hakkı düşer.
İşçinin Ölümü İle Belirli Süreli Sözleşmenin Süresinden Önce Feshi
İşçinin ölümü iş sözleşmesini kendiliğinden sona erdirir. Süresinden önce feshedilen sözleşme için iş görme borcu mirasçılara geçmez. Ama kıdem tazminatı söz konusu olmaktadır. İşçinin kıdem tazminatı hakkı var ise mirasçılar işverenden bunu talep edebilir.
İşverenin Ölümü İle Belirli Süreli Sözleşmenin Süresinden Önce Feshi
İşverenin ölümü durumunda ise iş sözleşmesi devam eder. İşverenin yerine geçen mirasçısı işçiyi çalıştırmak istemezse bile bunun geçerliliği yoktur. İş sözleşmesi işveren ölse dahi devam eder ve yenilenmediği takdirde süresi sonunda kendiliğinden fesih olur. Bunun tek istisnası işverenin şahsi işi için işe alınmış işçidir. İşçinin yaptığı iş direkt olarak işverenin varlığı ile sürdürülebilecek bir işse iş sözleşmesi işverenin ölümü ile son bulacaktır. Örneğin hastabakıcı olarak işe alınan işçinin bakmakta olduğu işvereni öldüğünde sözleşmesi sona ermiş olacaktır. Fakat işçi işverenin mirasçılarından haklarını talep edebilmektedir.