Sosyal Güven(siz)lik Kanunu

cüneyt danarAv. Cüneyt DANAR
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Uzmanı & Bilirkişisi

5510 sayılı SSGSS Kanunu’nun son hükümleri de 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. Kanun sosyal güvenlik sistemimizi yeni baştan yapılandırırken ne yazık ki sigortalıların bazı haklarını da kısıtlıyor. Oysa ki “reform” olarak tanıtılan Kanun’un, “Sosyal Hukuk Devleti” ilkesine uygun bir şekilde, sigortalılara sağlanan tedavi yardımlarını iyileştirmesi gerekirdi.

Yatarak doğum yapan kadına ceza

Bilindiği üzere, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun “Geçici iş göremezlik ödeneği” başlıklı 49. maddesinin birinci fıkrasına göre doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün analık sigortası primi ödenmiş olan kadınlara, doğumdan önceki sekiz (çoğul gebelik halinde on hafta) ve doğumdan sonraki sekiz hafta için geçici iş göremezlik ödeneği ödenmekteydi.

Aynı Kanun’un “Geçici iş göremezlik ödeneğinin hesaplanması” başlıklı 89. maddesinin son fıkrasına göre ise analık halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, günlük kazancın üçte ikisi olarak düzenlenmekteydi. Yani hastalık ya da iş kazası ve meslek hastalığı hallerinde eğer tedavi ayaktaysa günlük kazancın üçte ikisi, tedavi yatarak ise günlük kazancın yarısı verilmekteyken, kadının analığında tedavinin ayakta ya da yatarak olması gözetilmeksizin herhalukarda günlük kazancın üçte ikisi ödenmekteydi.

5510 sayılı SSGSS Kanunu ise bu uygulamadan dönerek, doğum yapan kadınları adeta “cezalandırdı”. Gerçi Kanun’un “Geçici iş göremezlik ödeneği” başlıklı 18. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, kadının analık halinde geçici iş göremezlik ödeneği alabilmesi için son bir yıl içinde ödemiş olması gereken prim gün sayısı 120’den 90’a indirildi ancak ödenecek miktar konusunda aynı duyarlılık gösterilmedi. Kanun’un aynı maddesinin 5754 sayılı Kanun’un 11. maddesiyle değiştirilen şekline göre; analık halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği de aynı hastalık veya iş kazası ve meslek hastalığındaki gibi, yatarak tedavilerde günlük kazancın yarısı, ayaktan tedavilerde ise günlük kazancın üçte ikisi olacak.

Kadınlar artık “ayakta” doğuracak!

5510 sayılı Kanun’la getirilen yeni düzenlemeye göre kadının günlük kazancının üçte ikisini geçici iş göremezlik ödeneği olarak alabilmesi için, mutlaka “ayakta doğum yapması” gerekecek. Yatarak tedavi yani yatarak doğum yaparsa alacağı ödenek, günlük kazancın yarısı olacak.

Bir dönem “suda doğum” oldukça revaçtaydı. Kamuoyuna yansımadı ancak, demek ki bir de “ayakta doğum” tekniği geliştirilmiş. Yoksa sigortalılara sosyal güvence sağlamakla görevli bir kurum olan SGK, neden analık halinde yatarak tedavide geçici iş göremezlik ödeneğini daha az ödesin ki?

Ne yazık ki sigortalı kadınlar ne yapıp edip ayakta doğum tekniğini geliştirmek zorunda. Nasıl yapacaklar bilinmiyor ama ayakta doğurup hemen eve gitmek zorundalar, yoksa ödenekleri yarıya düşecek.

İşsizler GSS primi ödeyecek, hem de para kazanmadıkları halde!

Bilindiği üzere, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na göre, belirli prim ödeme şartlarını yerine getiren kişiler işsiz kaldıklarında, belirli sürelerle İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işsizlik ödeneği alıyorlar. Son üç yıl içinde en az 600 gün prim ödeyenler 180, 900 gün prim ödeyenler 240, 1080 gün prim ödeyenler ise 300 gün işsizlik ödeneği alabiliyorlar.

5510 sayılı Kanun’un 60. maddesinin (e) bendine göre, işsizlik ödeneği alanlar genel sağlık sigortalısı sayılacaklar. Ancak bu kişiler, işsizlik ödeneği alabildikleri ve 180 ila 300 gün arasında değişen süreler boyunca genel sağlık sigortalısı sayılacaklar. Konu hakkında 28 Eylül 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tebliğ’in “Ğ- Genel Sağlık Sigortalılığının Sona Ermesi” başlıklı bölümünün 2 nolu bendinin (f) alt bendine göre, işsizlik ödeneği alanların genel sağlık sigortalılığı, işsizlik ödeneğinin kesildiği tarihten itibaren sona erecek.

Bu tarihlerden sonra, işsizlerin sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri için gelirine bakılacak. Eğer işsizin bir şekilde asgari ücretin üçte birinden fazla geliri varsa, bu miktarın yüzde 12’si oranında GSS primi ödemek zorunda kalacak. Yani işsizin eline az da olsa (asgari ücretin üçte biri) bir para geçerse, SGK ondan da prim kesecek!

Her işsiz ödenek alamıyor. Ödeneğe hak kazanamayan işsizler, işsiz kaldıkları tarihten önceki bir yıl içinde en az 90 gün prim ödemişlerse 90 gün, aksi takdirde 10 gün sağlık hizmeti alabilecekler. Ancak bu sürelerden sonra, onlar da asgari ücretin üçte birinden daha fazla kazanç elde ettikleri an bunun yüzde 12’si oranında GSS primi ödemek zorunda kalacaklar!

Kanun kime yarar sağlıyor?

Kadının ayakta doğum yapmasını istemek ya da işsizlerden sigorta primi kesmek Sosyal Devlet anlayışıyla bağdaşmıyor. Bu yaklaşım Kurum’un giderlerini kısmak amacıyla yapılıyorsa, durum daha da vahim. Ancak bu düzenlemelerin sadece gözden kaçan(!) hatalar olduğuna kendimizi inandırmak zorundayız. Aksi halde vatandaşların SGK’ya güveni azalabileceği gibi, Kanun da sosyal güvenliği değil, sosyal güvensizliği sağlamaya hizmet etmiş olacak.

Yetkililer! Sosyal güvenlik toplumun tüm kesimini doğrudan etkileyen bir müessesedir. Gelişmiş ülkelerin sosyal güvenlik sistemlerini inceleyin lütfen. Bakın bakalım işsizlere ve doğum yapan kadınlara nasıl sağlık hizmeti sunuyorlar. Bizdeki gibi mi?…

 

Hakkında iskanunu

Göz atın

Arabuluculuk Süreçlerinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Arabuluculuk Süreçlerinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Arabuluculuk Süreçlerinde Dikkat Edilmesi Gerekenler