Kıdem tazminatının yeniden yapılandırılmasına yönelik, hükümet tarafı ilk kez sosyal taraflara resmi bilgilendirme yaptı. Yazılı olarak verilen bilgide, kıdem tazminatının kaldırılmasına yönelik düzenleme önerilmesi dikkat çekti. Daha önce kamuoyuna sadece Çalışma Bakanlığı tarafından kabullenilmeyen bir metin yansımıştı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; yıl sonuna kadar özel istihdam büroları aracılığıyla geçici işçi temini, kıdem tazminatı, taşeron işçiliğin yeniden tanımlanması ve geçici sürelerle çalışmayı kolaylaştıran bir iş yaşamı düzenlemesi hazırladığını açıklamış ve yeni düzenlemenin fon esasına dayalı olacağını belirtmişti.
Hükümet kanadından olası düzenlemeye ilişkin ilk resmi bilgi geçen hafta sosyal taraflara verildi. Üzerinde çalışılan düzenlemenin 6 sayfalık bir özetinde yer alan unsurlar şöyle:
“İkinci sütun emeklilik”
Önerilen sistem literatürde “ikinci sütun emeklilik” olarak adlandırılan, zorunlu prime dayalı bir sistemi öngörüyor. İşçinin çalışma süresince, herhangi bir prim karşılığı olmadan kazandığı mali hak, prime bağlı hale getirildi. Kıdem tazminatının, önerilen şekle dönüştürülmesi halinde Türkiye bütün emeklilik modellerini uygulamaya koymuş olacak.
“Tazminat” unsuru kalkıyor
Önerilen düzenlemede, işçilerin korunmasına yönelik olarak işleyen ve işverenin, İş Kanununda yazılı, sözleşmeyi haklı nedenler dışında bir gerekçeyle feshetmesi durumunda ödeme yapılmasına yönelik tazminat unsuru kaldırıldı.
İhbarın durumu belirsiz
Metinde, kıdem tazminatı kurallarına benzer işleyen “ihbar tazminatı”na ilişkin yeni bir düzenleme olup olmayacağı hakkında bilgi verilmedi. Bu metinle, hükümet kanadı ilk kez kıdem tazminatının kaldırılması yönündeki niyetini beyan etmiş oldu.
Tüm çalışanları kapsayacak
Emeklilik fonu sistemi bütün çalışanları kapsayacak ve geçmiş dönemde işe başlayanlar dahil herkes bu düzenleme kapsamında olacak. Geçmiş dönemde çalışmaya başlayanlardan kıdem tazminatı kapsamında hakkı olanların bu hakları devam edecek. Ancak, işçi ve işveren anlaşmasına bağlı olarak, yeni kurulacak fona kaynak aktarılmak şartıyla çalışanlar fon sistemine geçmekte serbest olacak.
İşveren işçi adına yatıracak
Her işçi adına, özel emeklilik şirketlerinde bir adet emeklilik fonu oluşturulacak. Bu fon, diğer bireysel emeklilik fonlarında olduğu gibi bireysel olarak takip edilebilecek. İşverenler SGK primleriyle birlikte, belirlenen zorunlu emeklilik primini işçi adına yatıracak.
İlk kullanıma 15 yıl şartı
Fonda biriken paralardan ilk kullanım hakkı 15 yıl sigortalılık ve en az 3600 gün (10 yıl) prim ödenmesi şartının birlikte gerçekleşmesi halinde olabilecek. Biriken paranın yarısı çekilebilecek. İşçi 1800 gün (5 yıl) daha çalışmadan ikinci bir para çekemeyecek. Ölüm, emeklilik ve kendi işini kurma durumlarında biriken paranın tamamı çekilebilecek.
Devlet garantör olmayacak
İşverenlerin yatırmadığı primler varsa, bireysel emeklilik şirketi bu yatırılmayan primlerin tutarı ve yatırılması halinde ne kadar nema elde edileceğini hesaplayarak işçiye bildirecek, işçi de işverenden tahsil edecek.
Prim oranı yüzde 3-6 arasında belirlenecek
Mevcut kullanım süre ve şartları çerçevesinde, 1 yılda bir aylık ücret birikimini sağlamaya imkan verecek prim oranının, işçilerin brüt ücretlerinin yüzde 3-6’sı aralığında prim kesilmesinin yeterli olacağı hesaplandı. İşverenlerin yükünün azaltılması amacıyla işsizlik sigortası priminde düşüş yapılabileceği belirtildi.
Fon projeksiyonları
Taraflara verilen metinlerde, fon birikim senaryoları da yer aldı. Buna göre, 100 birimlik bir maaşın yüzde 4 prim yatırılması halinde 15 yıl sonunda, yüzde 3 reel faiz elde edildiği varsayımı altında, ücretin yüzde 9,3’ü ile yüzde 9,6’sı tutarında birikim sağlandığı hesaplandı. Yüzde 4,5-5 oranında prim kesilmesi halinde ise birikim aylığın yüzde 9,7 birim ile 11,7’si arasında değişti. Bu hesaplamalarda reel ücret artışının gerçekleştiği (yüzde 1,5-2,5) bir senaryo baz alındı. 25 yılın sonunda ise birikim tutarı ise aylık ücretin yine bu değişkenlere bağlı olarak yüzde 16,4’ü ile yüzde 23,5’i arasında oluştu. 35 yılda ise yüzde 26,2 ile yüzde 40,1 arasında birikim oluştu. Kıdem tazminatının yerine önerilen fon sisteminin, verimliği ve esnekliği artıracağı, tasarrufları artırarak cari işlemler açığının düşürülmesine katkı vereceği savunuldu.